MERKEZ Bankası’nın bilançosunun ayrıntılarını daha önce irdelemiştim. Bilançonun özellikle "iç varlıklar" bölümü donuk krediler niteliğindedir. Bu alanda bir esneklik söz konusu değildir.
Hazine’ye 2001 yılında verilen krediler bu yıldan itibaren geri ödenmeye başlanacak. Merkez Bankası’nın bu aşamada bilanço esnekliği döviz pozisyonu ile açık piyasa işlemleri yoluyla piyasadan borçlanması ya da piyasaya borç vermesi yoluyla olabiliyor.
2001 yılından bu yana Merkez Bankası para piyasasından bastığı parayı borçlanıyor. "Borçlanacaksa, neden parayı basıyor?" sorusu sorulabilir. Sorunun yanıtı "zorunluluktan." 2001 yılında uzun vadeli Hazine tahvilleri karşılığında bir kereye mahsus olmak üzere Merkez Bankası kamuya borç verdi. Bu yolla basılan para piyasa tarafından talep edilen para değildi. Merkez Bankası bu parayı enflasyonla mücadele programı çerçevesinde borçlanmak durumunda kaldı.
KURA MÜDAHALE
Merkez Bankası borçlanma yerine elindeki Hazine tahvillerini piyasaya satabilseydi, borçlanma yoluyla çektiği parayı elindeki tahvillerden kurtularak geri çekebilirdi. Tahvillerin piyasada alış-verişi olmayan özel tahviller olması Merkez Bankası’nın elini-kolunu bağladı.
Zamanla, fiyat artışları ve ekonomik büyüme sonucunda Merkez Bankası’nın borçlanma durumunda olduğu paraya talep artıp Merkez Bankası giderek piyasadan daha az borçlanabilirdi. 2004 yılı sonlarında ve 2005 yılı başlarında böyle bir eğilim de gözlenmeye başlamıştı. Merkez Bankası giderek piyasadan daha az borçlanmaya başlamıştı.
Ama, evdeki hesap çarşıya uymadı. Bu kez, "döviz kurlarında oynaklığın azaltılması" adı altında Merkez Bankası kurlar düşmesin diye döviz kurlarına müdahale etmek zorunda kaldı. Döviz alarak para basmaya başladı. Bilançosunda esnekliğin olmaması Merkez Bankası’nın döviz alımları yoluyla çıkardığı parayı yeniden borçlanmak durumunda bıraktı. Özellikle 2005 yılının eylül ayından itibaren Merkez Bankası’nın hem döviz pozisyonu hem de piyasadan borçlandığı para miktarı hızla artmaya başladı.
İKİSİNDEN BİRİ
Grafikte, Merkez Bankası’nın döviz pozisyonu (döviz varlıkları ile döviz üzerinden yükümlülükleri arasındaki fark) sol eksende, açık piyasa işlemleri yoluyla borçlanmaları sağ eksende gösterilmektedir. Değerler milyar YTL cinsinden aylık ortalamalardır.
Açık piyasa işlemlerinden borçlarla dövizdeki net pozisyon 2003 ve 2004 yıllarında bazı dönemlerde paralellik arz ederken, 2005 yılının eylül ayından sonra paralellik çok daha güçlenmiştir. Merkez Bankası pratik anlamda bir "para kurulu" gibi çalışmaya başlamıştır. Yani, yalnızca döviz karşılığı para çıkaran bir kurum durumundadır.
Bu rolünün uzun bir dönem devam etmesi, döviz kurlarının nerede olmasını istemenize bağlı olarak, enflasyon hedeflemesinin rafa kaldırılması mecburiyetini doğurur. Dolayısıyla, döviz kuru kaygısıyla Merkez Bankası’nın para basıp bastığı parayı borçlanması uygulaması çok uzun süre devam edemez. Kısacası, ya döviz kurunun ya da enflasyon düzeyi konusunda hedefimiz olacaktır. Biri olursa, diğerinden vazgeçmek zorunda kalacağız.
Döviz girişi devam ettiği halde döviz kurlarının artmasını arzulayanların konunun bu tarafını düşünmesinde yarar vardır.