Vergiler neden yükseliyor?

KAYIT dışı ekonominin büyüklüğü nedeniyle gelirlerden doğru dürüst vergi alınamasa da, Türkiye’de vergi gelirlerinin düzeyi küçümsenecek boyutta değildir. Gelirler üzerinden alınamayan doğrudan vergiler işlemler üzerinden dolaylı olarak toplanmaktadır.

Türkiye’de vergi gelirlerinin milli gelir içindeki payı yüzde 21’lere gelmiştir. Daha on yıl önce bu oran yüzde 13’ler düzeyindeydi. Borç yükünün taşınabilecek boyutlara getirilebilmesi için vergi gelirlerinin artırılması şarttı.

Geçmişte vergi alamadığı için borçlanan devletin bir gün borçlarını ödemek için vergi toplamasından daha doğal bir şey olamaz. Bu nedenle, deprem bahane edilerek deprem vergisi getirildi. Yine aynı nedenle özel işlem vergisi getirildi. Bunların hepsine geçici dendi. Ama, sonunda hepsi kalıcı oldular.

AMAÇ FARKLI

İçinde yaşanan makro ekonomik ortamda da vergi gelirlerinin daha da artırılması gereği olabilir
. Çünkü, kamu sektörü tasarruf açığını azalttığı halde, özel sektörün tasarruf fazlasını çok daha hızlı düşürmesiyle ekonomideki toplam tasarruf açığı büyüdü. Bu gerçek kendini risk doğurabilecek yüksek bir cari işlemler açığı olarak gösterdi. Son verilere göre, göstermeye de devam ediyor.

Bu ortamda, yüksek cari işlemler açığının bir risk oluşturmasını azaltmaya yönelik olarak kamu sektörünün tasarruf açığının daha hızlı düşürülmesi akılcı bir politika olabilir. Kısa dönemde harcamaları kısmak teknik ve siyasi nedenlerle daha zor olabileceğinden, vergi gelirlerinin artırılması düşünülebilir.

Hükümet bugünlerde vergi gelirlerini artırma çabasında. Halkın tüketimine yönelik lüks gördüğü her şeyde özel tüketim vergisi oranlarını artırıyor. Malların sınıflandırılmasıyla oynayarak daha düşük vergi oranına konu mallar üzerindeki vergileri artırmaya çalışıyor. Bütün bunları kamu sektörünün tasarruf açığını daha hızlı düşürmek için değil, daha fazla harcama yapabilmek için yapıyor. İşin yanlış tarafı da burada.

Hükümet daha fazla harcama yapmak istiyor. Zaten batmış olan sosyal güvenlik sistemi içinde emeklilere daha fazla maaş vermek istiyor. Yüksek ekonomik büyümeye rağmen istihdamın artmamasının verdiği sıkıntıyla üretime daha fazla teşvik vermek istiyor. Memur maaşlarını daha fazla artırmak istiyor. Asgari ücretin daha yüksek olmasını arzu ediyor. Kendi içlerinde bütün bu girişimler siyasi ve sosyal açılardan haklı olabilir.

YİNE İYİ

Kamu sektörü finansman dengesinin bozulmaması için IMF
, ‘daha fazla harcamak istiyorsan, daha fazla vergi toplamalısın’ diye bastırıyor. Hükümet de IMF ile yapılan programın parametreleri içinde kalabilmek için planladığı her ek harcama için ek vergi gelirleri sağlayacak düzenlemeler getiriyor. Önlemler, makro ekonomik dengelerin düzelmesine yönelik değil, bozulmamasına yönelik oluyor.

Eskiye göre yine iyi durumdayız. Eskiden, planlanan harcamalar yapılıp finansmanı borçlanmayla sağlanırdı. Hiç olmazsa şimdi, daha fazla harcama için siyasi risk alınıp daha fazla vergi salınıyor. Ama, ekonomik yapı dolaylı vergilerin bu denli artmasıyla bozuluyor.

Daha akılcı yaklaşım daha sabırlı olup zaman içinde doğrudan vergi gelirlerinin artmasıyla sağlanan ek kaynakların daha fazla harcama için kullanılması ve dolaylı vergi oranlarının giderek azaltılmasıdır. Aceleyle, ekonomide daha fazla çarpıklıkların yaratılması kaçınılmaz oluyor.
Yazarın Tüm Yazıları