TÜRKİYE’de finans sisteminde çeşitli piyasalar oluştukça, spot piyasaların tamamlayıcısı durumundaki vadeli piyasaların oluşması da çok arzulandı.
Spot piyasalar alışverişin hemen olduğu, vadeli piyasalar ise alışverişe ya da alışverişin yapılabileceğine bugün karar verilip alışverişin belli bir vadede gerçekleştiği piyasalardır.
Türkiye’de finans sisteminde vadeli piyasalar oluşamadı. Oluşamamasının nedeni devletin bu piyasaları elinden tutmadığı için değil, vadeli piyasalarda hem alıcı hem de satıcı olarak işlem yapmak isteyen ekonomik birimlerin olmamasıydı. Çünkü, bu birimlerin oluşması için gerekli makro ekonomik şartlar mevcut değildi.
Mal piyasasında vadeli işlemler oluyor. O piyasada devlet hiçbir rol oynamıyor. Hatta, mümkünse, mal piyasasındaki vadeli işlemler devletten saklanmaya çalışılıyor. Zaten piyasa denen olguda devletin rolü yoktur. Devletin rolü, alışverişin olduğu yeri dört duvar ve bir çatı ile kapatılmasını isteyip (bunun adına borsa deniyor) alışverişin herkes tarafından bilinen kurallar çerçevesinde oluşmasını sağlamaktır.
ALICI-SATICI
Vadeli piyasaların işleyiş mantığının temelinde paranın belli bir vadedeki getirisi vardır. Bu piyasalarda, fiyatlama, formülü ne kadar karışık olursa olsun, faiz oranı ile ilgilidir. O halde, vadeli piyasalarda fiyatlama yapabilmek için söz konusu vadedeki faiz oranının bilinmesi gerekir. Belirleyici olan faiz oranıdır.
Belli vadelerde faiz oranı oluşabilmesi için yatırımcıların o vadelerde yatırım yapmak istemesi gerekir. Aksi taktirde, faiz oranı bilinemez. O vadede herhangi bir vadeli işlem fiyatlandırılamaz.
Fiyat, satıcının malını satmak istediği, alıcının da o malı almak istediği düzeyde oluşur. Yani, ‘benim evim 100 bin YTL ediyor’ demenin bir anlamı yoktur. Anlamlı olan, birilerinin çıkıp evinizi 100 bin YTL’ye almak istemesidir. Türkiye’de finans piyasasında vadeli işlem olmamasının nedeni de bu gerçekte yatmaktadır.
Piyasanın kurulmuş olması (dört duvar, bir çatı ve kuralların tespiti) fazla bir anlam taşımaz. Önemli olan, vadeli işlem yapmaya niyetli hem alıcıların hem de satıcıların olmasıdır. Alıcı ve satıcı olduğunda, dört duvar, bir çatı ve yazılı kurallar olmadan da piyasa çalışır. Yıllarca, hatta şimdi dahi, altın piyasası Kapalı Çarşı’da böyle çalışmadı mı?
ORTAM
Vadeli piyasaların çalışmasının önündeki en büyük engel yıllarca yüksek enflasyon içinde yaşamamızdır. Şimdi, enflasyon yüzde 10’lara düştü diye ileriye dönük tutumumuz hemen değişmeyecektir.
Değişme, beş yıl vadeli mevduat yaptığımızda gerçekleşecektir. Hazine YTL üzerinden yirmi yıl vadeli sabit faizli bono çıkarıp peynir-ekmek gibi sattığında vadeli piyasaların önü açılacaktır. Türkiye’de oturanlar servetlerini taşa toprağa değil, mali sistemde değerlendirdiğinde ekonominin önü açılmış olacaktır. Mali sistemdeki yatırımların döviz değil, yerli para olduğunda vadeli işlemlerin bir anlamı olacaktır.
Bütün bunlar olmadan vadeli işlem piyasalarının yapacağı tek şey üç-beş spekülatörün kendi arasında oyun oynayıp, eğer bulurlarsa arada bir ağa takılan başka işlemcileri avlamaları olacaktır. Borsa kavramından bunu anlamamalıyız.
Vadeli işlem piyasalarına ihtiyaç vardır. Ama, piyasada işlem görecek ekonomik birimlerin rahatlıkla işlem yapabilecekleri, hesaplanabilen makul riskler alabilecekleri ortam henüz oluşmamıştır.