Ercan Kumcu: Türk Telekom'u kim sattırmıyor?

Ercan KUMCU
Haberin Devamı

CEVAP çok basit. Türk milleti olarak biz Türk Telekom'un satılmasını istemiyoruz. Ayrıntılar konunun bahanesi.

PTT'nin T'sine stratejik bir ortak bulunması ve halka açılması Türkiye'de 1980'li yılların ortasından itibaren konuşulmaya başlandı. PTT'nin T'si hukuken de ayrıldı. Türk Telekom oldu. Satışı için ilk ciddi girişim ise 1994 yılında yapıldı.

O yıldan bugüne, şu anda Meclis'te grubu bulunan tüm partiler iktidar oldular. Hepsi muhalefetteyken satışa karşı çıkıp iktidara geldiklerinde satışı istiyormuş izlenimi verdiler. Ama, hiçbiri Türk Telekom'u satmadı, satamadı.

ATI ALAN...

Çeşitli bahaneler yaratıldı. Gerekli yasaların çıkması gecikti. Erken seçim kararları alındı. Danışman firmalar değişti. Danışmanların verdikleri görüşler beğenilmedi. Bahane ne olursa olsun, Telekom'u satmaya milletçe gönlümüz el vermedi.

Biz kendi içimizde bu oyunu oynarken Almanlar, Fransızlar, İtalyanlar kendi telekomlarını sattılar. Hem de çok büyük paralara sattılar. Sattıktan sonra fiyatlar ikiye ya da üçe katlandı. Hem satanlar kazandı, hem de yatırımcılar.

Bizler rüya üretmekle vakit geçirdik. Bizim Telekom'un 20-30 milyar dolar edeceğinin düşünü kurarak vakit geçirdik. Şirketin yüzde 20'sini satsak 5 milyar dolar para kazanacaktık. Hiç olmazsa o yıl bütçe açığı falan da kalmayacaktı.

Zaman değişti. Telekom şirketlerinin yatırımcıların gözünde değerleri düştü. Artık telekom şirketlerinin borsadaki değerleri ikiye ya da üçe katlanmıyor. Teknoloji değişti. Tren kaçtı. Biz hálá Türk Telekom'u satmaya çalışıyor gibi yapıyoruz.

Zaman içinde hem fiyat düştü, hem de olası alıcıların talepleri değişti. Şimdi Türk Telekom'un üçte birinden az hissesine kimse ilgi duymaz deniliyor. O kadarını satsak dahi, alacağımız para beş yıl evvel beşte birini satarak alabileceğimiz paradan daha az olacak.

Bizim oynadığımız oyunu uluslararası kuruluşlar ve yatırımcılar da biliyorlar. Bildikleri için de stand-by düzenlemesinde Türk Telekom'un satılmasında ısrar ettiler. Biz de kabul ettik. Ama, stand-by'a rağmen satmamak için yine direniyoruz.

KURULU DÜZEN

Direnen, birkaç insan ya da bir siyasi partiymiş gibi gösteriliyor. Yanlış. Milletçe direniyoruz. Siyasiler devletin sahip olduğu işletmeleri satmak istemiyor. Satarlarsa, kendilerine gelen iş taleplerini nasıl karşılayacaklar? Bizler devlet işletmelerinin özel sektöre geçmesini istemiyoruz. Geçerlerse, vasıfsız ahbap ve akrabalarımıza nerelerde iş bulacağız? Hiç kimse kurulu düzenin bozulmasını istemiyor. Konunun milliyetçilikle falan da bir alakası kalmadı.

Ne talihsizliktir ki, uluslararası kuruluşlar Türk Telekom'un satışını istikrar programının uygulanmasında bir kilometre taşı yaptılar. Satarsak, ‘‘program yolunda’’ mesajı vereceğiz. Satmazsak, ‘‘programın uygulanmasından vazgeçtik’’ izlenimi doğacak. Şimdi köşeye sıkıştık.

Direnmekte ısrar edersek, artık bize bizden başka kimse acımaz.

Yazarın Tüm Yazıları