TİCARİ ilişki, iki ya da daha fazla tarafın birbirleri arasında mal, hizmet ve para transferini içerir. İlişkinin niteliğini taraflar belirler. İlişkide normal şartlarda taraf olmayanları ilgilendiren bir yan yoktur. Taraflar ekonomik ilişkiye serbest iradeleri ile girmişlerdir.
Devlet, düzenleyici rolü ve hukuk sistemi yoluyla her türlü ticari ilişkiye belli şartlarda taraf olabilir. Örneğin, söz konusu ticari ilişki bir suç unsuru içeriyorsa, devlet böyle bir ticari ilişkinin yürümesini durdurur. Uyuşturucu alanında bir ticari ilişkiye devlet el koyar.
Taraflar arasında mutabakata varılmış bir ticari anlaşmaya taraflardan biri ya da bazılarının uymaması durumunda, devlet hukuk sistemi yoluyla konuya girer. Ama, taraflar arasında mutabakata varılmış bir fiyatın çok fazla olduğu gerekçesiyle devletin ticari ilişkiye müdahale etme hakkı yoktur.
DEVLETLEŞTİRİLME
Geçenlerde bir Yargıtay kararı yayınlanmış. Gazetelerden öğrendiğimize göre, bankalar artık verdikleri kredi kartları için yıllık ücret talep edemeyecekler. Çünkü, hukuk sistemimiz böyle bir ücretin haksız olduğuna karar vermiş.
Kredi kartları verilmesi ve kullanılması bankalarla müşterileri arasındaki ticari bir ilişkidir. Kredi kartının kullanılması ticari ilişkideki tüm şartların iki taraf için de kabulü anlamına gelir. Devletin ve onun hukuk sisteminin, akdin şartları suç unsuru içermiyorsa, bu ilişkiye karışma hakkı yoktur.
Kredi kartı, bir müşterinin talebi olmadan bir bankaca verilmişse, elbette bankanın bu kart için yıllık ücret talep etme hakkı yoktur. Ama, müşteri talep etmediği halde kendine verilen kredi kartını kullanmışsa, bu kartın tabi olduğu tüm şartları da kabul etmiş sayılır. "Şartları bilmiyordum" hiçbir zaman mazeret değildir. Şartları bilinmeyen ticari ilişkiye girilmez.
Kredi kartlarına uygulanan faiz oranına devletin karışması da aynı paralelde bir uygulamadır. Bugün yıllık ücrete devletin hukuk sistemi karışıyor. Yarın, devlet, düzenleyici rolüyle kredi kartları yoluyla yapılan borçlanmalara uygulanan faize karışacak. Temel ilke olarak aralarında hiçbir fark yok. Devlet ekonomik birimler arasındaki ticari ilişkiye burnunu sokuyor. Ekonomik ilişkiler bir anlamda devletleştiriliyor.
ÇARPIKLIKLAR
Devletin ekonomik ilişkilere karışması doğal olarak ekonomik ilişkileri çarpıtıyor. Örneğin, kredi kartlarından yıllık ücret alamayan bankalar perakendeciden aldığı komisyonu artıracak. Artan komisyonlar karşılığında, perakendeci fiyatlarını artıracak.
Kredi kartı kullanma, müşteri ile perakendeci arasında bugünkünden daha fazla pazarlık unsurlarından biri olacak. Bu arada, Maliye Bakanlığı kayıt altına alınan ekonomik ilişkileri yaygılaştırmak için kredi kullanımlarını teşvik etmeye çalışacak.
Bu çelişkileri ekonomik hayatın her tarafında görmek ve artırmak mümkün. Bu çeşit çarpıklıktan kurtulabilmek için bizler mağdur rolü oynamayı bırakmalıyız, devlet de tüm organları ile mağdur rolündekileri korumayı bırakmalı. Çünkü, sonunda herkes mağdur oluyor.