Rekabetçi fiyat oluşumu

Rekabetçi fiyatın oluşabilmesi için bazı ön şartların sağlanması şarttır.

Ön şartların oluşturulamadığı durumlarda, ne çıkan fiyat rekabetçidir, ne rekabet uygulanabilir bir fiyat oluşturabilir, ne de böyle bir fiyattan alım satımın yapılması, hukuki açıdan olabilse dahi, iktisadi açıdan kabul edilebilirdir.

Şartlardan biri fiyat verilen malın hiçbir şüpheye yer verilmeyecek bir biçimde tam olarak tanımlanmasıdır. İkinci şart ise tanımlanan mala verilen fiyatın çok iyi tanımlanmış olmasıdır. Olmazsa olmaz şartlardan bir diğeri de bütün bu tanımların rekabetin tüm taraflarınca rekabetin her aşamasında bilinmesidir.

İHALE

İhale uygulaması rekabetçi fiyat oluşturulması sürecinin en iyi bilinen usullerinden biridir
. Birçok ülkede devlet borçlanmaları ihale usulü ile yapılmaktadır. Devlet borçlanmasının çeşidi ne olursa olsun, ihaleye tüm katılanlar devlet borcunun yapısını önceden bilmektedirler.

Örneğin, borcun vadesi, faiz ödeme dönemleri, kuponluysa kupon faizi, geri ödemenin yapılacağı para cinsi ve borçlanılacak para cinsi ihaleye katılanların tümü tarafından bilinmektedir. İhaleyi kazananların ödemeyi nasıl yapacakları, faiz tahsilatının nasıl yapılacağı ve anapara ödemesinin nasıl yapılacağı da bilinmektedir. Fiyatı oluşturulmak istenen mal için ihaleye katılanların vadede 100 YTL olan bono ya da tahvili kaç YTL’den almak istedikleri sorulmaktadır.

İhale süreci tamamlandığında, malı (bono ya da tahvil) almaya hak kazananların kazanan tekliflerin verdiği ortalama fiyattan mı yoksa, kazananlar içinde en düşük fiyatı veren teklifteki fiyattan mı malı alacakları da önceden bilinir.

Kısacası, mal bilinmektedir. Fiyat tanımlanmıştır ve ihalenin tüm ayrıntıları tüm katılımcılarca bilinmektedir. Ancak bu yolla rekabetçi fiyat oluşturulabilir. Aksi taktirde, ihaleyi yapana güven duyulmaz. İhale göstermelik bir süreç olmaktan öteye gidemez.

TÜRK TELEKOM

Türk Telekom özelleştirmesi için yapılan ihalede kafalar karıştı
. Basına yansıdığı kadarıyla, en yüksek fiyat veren taksitle ödemek üzere fiyat vermiş. İkinci en yüksek fiyatı veren katılımcı peşin ödemek üzere fiyat vermiş. Birden bire, peşin mi daha iyi, taksit mi daya iyi tartışması başladı. Peşit-taksit arasındaki faiz farkı gündeme geldi. Halbuki, gündeme gelmesi gereken konular çok daha farklı.

Özelleştirme İdaresi nasıl bir ödeme şartı için fiyat istemiş? Eğer ihalede tüm katılımcılardan istenen fiyat taksitle ödeme şartını içeriyorsa, peşin ödemek üzere verilen fiyat en yüksek fiyat olmadığı taktirde iktisadi açıdan (belki hukuki açıdan da) geçersiz olmalıdır.

Özelleştirme İdaresi ödeme şartı koymadan ihaleye çıkmışsa, ihalenin her aşamasında, tüm katılımcılara, tüm katılımcıların fiyatlarını hangi ödeme şartı ile verdiklerini söylemesi gerekir. Fiyatın yanında ödeme şartının da belirtilmesini katılımcılardan talep etmek zorundadır. Böyle yapılmamışsa, ihale iktisadi açıdan (belki hukuki açıdan da) geçersiz olmalıdır

Kısacası, rekabetçi fiyatın bulunabilmesi için katılımcıların verdiği fiyatların aynı baza indirilip ihalenin tüm aşamalarında tüm katılımcılarca bilinmesi zorunludur. Aksi taktirde, ihaleden beklenen yarar sağlanamaz. İhale göstermelik olmaktan öteye gidemez.

Bütün şartlar sağlanmışsa, ki Özelleştirme İdaresi de böyle diyor, zaten ihale şartları içinde ihalede en yüksek fiyatı hangi katılımcının verdiği konusunda bir belirsizlik yok demektir. Bunun ötesi kamuoyunun kafasını karıştırmak olur.
Yazarın Tüm Yazıları