REKABETİN dinamiği piyasanın tüm birimlerini en iyiye doğru çeker.
Bu dinamik dışsal etkilerle değiştirildiğinde, değişimin derecesine göre, piyasanın birimleri ortalamada, hatta en kötüde buluşmaya başlarlar. Rekabetten uzaklaşmanın getirdiği verimsizliğin temeli de budur.
Fiyat mekanizmasının çalışmasını bir biçimde engellemek (ister firmaların kendi aralarında anlaşmaları yoluyla olsun, ister devlet tarafından neden olunsun) piyasayı iyi de değil, kötüde buluşturma çabasıdır. Kötüde buluşmaktan fayda ummaktır. Mikro faydalar sağlamak için makro zararlar yüklenmektir. Bunun temelinde ayırımcılık vardır.
Bazı kültürler herkesi kötüde buluşturmayı tercih ederler. Bu nedenle de, o kültürlerde rekabetin derinleşmesi çoğu zaman mümkün olmaz ya da gereksiz uzun zaman alır. Bazı kültürler ise iyiyi kovalamayı tercih ederler. Rekabet, o kültürlerin doğasında vardır. Bir anlamda ve en geniş anlamda, rekabet anlayışının önemli bir kültür boyutu da vardır.
KÜLTÜR
Çok genel bir sınır çizersek, Doğu toplumları Batı toplumlarına göre daha az rekabetçidir. İstisnaları olmakla birlikte, Doğu toplumlarında rekabetten fazla hoşlanılmaz. Rekabet, üstünün zayıfı ezmesi olarak görülür.
Yine istisnası olmakla birlikte, Batı toplumları rekabeti zayıfın güçlendirilmesinin bir yolu olarak görür. Hatta, Weber gibi yazarlar Batı toplumlarındaki rekabetçi ruhun din kaynaklı olduğunu dahi iddia etmişlerdir. Protestanların daha rekabetçi, Katoliklerin ise daha az rekabetçi olduklarını dile getirmişlerdir.
Kültürün bir parçası olarak din de mutlaka toplumların rekabete bakış açılarını şekillendirmektedir. Ama, yirminci yüzyılın sonlarında rekabete bakış açısını şekillendiren çok daha önemli bir etken ortaya çıkmıştır: Küreselleşme.
Rekabetten kaçış küreselleşmenin hızlanmasıyla beraber olanaksız hale gelmiştir. Kendi iç pazarında firmalarının tekelleşmesini özendirip uluslararası piyasalarda rekabetçi olan Japonya dahi iç pazarda rekabetin yoğunlaşması için kapılarını dış dünyaya açmak zorunda kalmıştır. Ülkelerarası ticarette fiyat ve fiyat dışı engellerin kaldırılması gündeme gelmiştir.
KÜRESELLEŞME
Küresel bazda en rekabetçi, buna karşılık da rekabetin engellendiği en büyük sektörlerden biri tekstil sektörüdür. Yüzyıllarca tekstil sektörü iç pazarlarda korunmaya çalışılmıştır. Ama, piyasa dinamiklerinin önüne geçilememiştir. Tekstil Batı’dan Doğu’ya kaymıştır. Kaymaya da devam etmektedir.
Gelecek yılın başından itibaren tekstil sektöründe Dünya Ticaret Örgütü üyesi ülkelerde kotaların kalkmasıyla tekstil sektörünün coğrafi dağılımı daha da hızlı değişecekmiş gibi görünmektedir.
Tekstil üretiminin rekabetçi Batı’dan rekabetten hoşlanmayan kültürüyle Doğu’ya daha hızlı kayması beklenmektedir. Uluslararası platformda rekabeti yoğunlaştıran etken kültür olmaktan çıkıp küreselleşme olmuştur. Yine de, rekabetin şekillenmesinde kültürün etkisi yok oldu denemez.