KORUMACILIK rekabeti öldürür. Piyasadaki firmaların aralarında anlaşarak hareket edip çok sayıda firmanın az sayıda firmaymış gibi davranmaları da rekabeti öldürür.
Rekabet, çok sayıdaki firmaların ya da bireylerin birbirlerinden bağımsız fiyatlama ve üretim/satış kararların aldığı ortamda yeşerir. Küresel ya da yerel boyutta, firmaların ya da bireylerin bazılarının diğerlerine göre kayrıldığı mevzuatın yürürlükte olmadığı ortamda oluşur ve gelişir.
Rekabetten uzaklaşmak verimlilikten ve ekonomik olmaktan uzaklaşmaktır. Toplumun bir bölümünün diğerlerini ekonomik anlamda sömürmesidir. Rekabetin olmaması ya da eksik rekabet kıt kaynakların ekonomik olmayan bir şekilde tahsis edilmesine yol açan bir olgudur.
MALİ SEKTÖR
Rekabet yalnızca mal ve hizmet piyasalarında geçerli değildir. İş gücü piyasasında da rekabet, verimliliği artıran bir unsurdur. Para piyasalarındaki rekabet de kıt mali kaynakların (tasarrufların) ekonomik bir biçimde tahsis edilmesine yol açar.
Herhangi bir piyasanın tek başına rekabetçi olması arzulanan verimliliğe ve kaynakların ekonomik bir biçimde tahsis edildiği anlamına gelmez. Tüm piyasaların rekabetçi olmasıyla tüm ekonomi rekabetçi olabilir.
Rekabetçi olmayan piyasalar etkileşimde bulundukları diğer sektörleri de rekabetçi olmaktan uzaklaştırırlar. Örneğin, rekabetçi olmayan para piyasası mal ve hizmet sektörlerini de rekabetçi olmaktan uzaklaştırır. Kayırma söz konusu olur. Bazı mal ve hizmet piyasalarında gereksiz yatırımlar yapılırken, iktisadi yararı çok daha fazla olan alanlara yatırım yapılamaz.
Sonuçta, tüm ekonomi kaybeder. Kamu bankalarının varlığı bu konuda her ülkede en iyi örnektir. Kamu bankalarının varlığı finans sektöründe rekabeti sakatlayan en büyük etkenlerden biridir.
İşgücü piyasası rekabetçi olan bir ekonomide mal ve hizmet piyasaları rekabetçi değilse, mal ve hizmet piyasalarının rekabetçi olmamaları rekabetçi olan işgücü piyasasında emeğin sömürülmesi anlamına gelir.
Sanayileşme sürecindeki tüm ülkelerde işçi sendikalarının oluşmasının arkasındaki en büyük nedenlerden biri budur. Madem ki, mal ve hizmet sektörleri rekabetçi değildirler, o halde işçi sendikaları yoluyla işgücü piyasasının da rekabetçi olmaktan uzaklaşması hedeflenmiştir. Yani, herkesi en kötüde buluşturma amaçlanmıştır. Çünkü, kısa dönemde en kolay erişilecek amaç bu olmuştur.
Doğru olan, işgücü piyasasını rekabetçi olmaktan çıkarmak değil, mal ve hizmet piyasalarını rekabetçi hale getirmektir. Kısa dönemli çıkarlar için uzun dönemli iktisadi yararlar feda edilmiştir. Şimdi, süreci tersine çalıştırmak mümkün olmamaktadır. Aksine, rekabetçi olmayan işgücü piyasasına karşı mal ve hizmet piyasaları da rekabetçi olmaktan daha da uzaklaşmanın yollarını arar hale gelmişlerdir.
Kısacası, tek başına sektörlerin değil, tüm ekonominin rekabetçi olması hedeflenmelidir. Aksi taktirde, kısa dönemli çıkarlar uğruna rekabetçi olmaktan uzak olan piyasaların etkisiyle, tüm ekonomi daha fazla rekabetçi değil, çok daha az rekabetçi bir ortama sürüklenecektir.