Petrol fiyatları üzerine spekülasyon

Petrol fiyatları uçuyor. Önce, varil başına 50-70 dolar aralığı normaldir denirdi. Sonra, 80-100 dolar arası normal kabul edilmeye başlandı. Petrolün varili 120 doları geçince, hangi fiyat aralığının normal kabul edilmesi de artık bilinemiyor.

Bazıları, petrol fiyatının 150-200 dolar arasında yerleşmesinin normal karşılanması gerektiğini söylüyor. Bazıları da, gelinen fiyat düzeyinin spekülatif talepten kaynaklandığını, dünya ekonomik büyümesinin düşmesiyle petrol fiyatlarının hızla gerileyeceğini savunuyor.

Hangisi doğru?

TALEP ETKİSİ


Petrolün iki önemli özelliği var. Birincisi, petrolün enerji üretimi içi vazgeçilmez bir girdi olması. İkincisi, petrolün kısa dönemde de, uzun dönemde de arzının sınırlı olması. Dolayısıyla, petrol fiyatları doğal olarak talepteki değişmelere çok hassas. Petrole olan talebin artması ya da talepte ileriye dönük artış beklentileri petrol fiyatlarını kolaylıkla uçuruyor. Bu yapısıyla, petrol piyasası spekülasyona en açık alanların başında geliyor.

2000’li yılların ilk yarısında petrol stoklarının şiştiği gözleniyordu. Dünyanın dört bir tarafında petrol depolama tankları inşa edildi. Bu dönemde petrol fiyatlarının şişmesinin arkasında spekülatif talep vardı denebilir. Ama, 2000’li yılların ikinci yarısında durum değişmiş gibi görünüyor. IMF gibi uluslararası kuruluşlarla petrol endüstrisini yakından takip eden kuruluşların raporlarına göre, petrol stokları belli bir istikrara kavuştu. Stoklar artmıyor, hatta dönemsel olarak azalmalar dahi söz konusu.

O halde, son birkaç yıldır petrol fiyatlarının artmasında gerçek bir talep artışından söz edilebilir. Uzun dönemli eğilimler de zaten bu yönde işaretler taşıyor. Örneğin, dünyanın gelişmekte olan ülkeleri gelişmiş ülkeler düzeyinde petrol tüketmeye başlasalar, dünyada petrol talebi bugünkü düzeyinin 2.5 katı olacak. Çin ve Hindistan gibi hem kalabalık hem de hızla büyüyen ekonomilerde petrol talebi doğal olarak katlanarak büyüyor.

Amerika’da yaklaşık her bir kişiye bir motorlu araç düşüyor. Çin’de her 40 kişiye bir motorlu araç düşüyor. Hindistan’da yaklaşık aynı düzeyde. Bu ülkelerde motorlu taşıt sayısı Amerika’nın onlarca misli artmaya başladı. Bu şartlarda, dönemsel dalgalanmalar olsa da, petrol fiyatlarının artmaya devam etmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Petrol fiyatlarının artması ekonomik büyüme üzerine tüm dünyada önemli bir kısıt oluşturabilir. Son dönemde "küreselleşme kime faydalı?" tartışmalarının arkasında biraz da petrol fiyatlarının ekonomileri zorlaması var.

BİZ DE ALIŞMALIYIZ
/images/100/0x0/55ea4a41f018fbb8f8764b9e
Tüketimin çok önemli bir bölümü ithalata dayandığı için petrol fiyatlarındaki gelişmeler Türkiye ekonomisi açısından da önemli. 2007 yılında Türkiye ham petrol ithalatına 11.8 milyar dolar ödedi. Halbuki, 1998 yılındaki ham petrol faturası 2.1 milyar dolar kadardı. Bu iki yılda ithal edilen ham petrol miktarında da çok önemli bir fark yok. Ton başına ham petrolün fiyatı Türkiye için 1998 yılında 80 dolar düzeyinden 2007 yılının sonunda 650 dolara çıktı.

Grafikten de görüldüğü gibi, ham petrol fiyatındaki artış özellikle 2006 yılının sonundan itibaren çok hızlandı. Belki bu düzeylerde bir süre salınsa da, Türkiye ekonomisi de önümüzdeki dönemde yükselen ham petrol fiyatlarına alışmak zorunda gibi görünüyor.

Hepinize iyi bayramlar.
Yazarın Tüm Yazıları