MAKRO ekonomik analizde ekonomik birimler dört ana grupta toplanır: Kamu kesimi, şirketler, hane halkları ve dış dünya. Bu karenin ortasında, ekonomik birimler arasındaki alış-verişi kolaylaştırmaya yönelik olarak para sağlama görevi gören finans kesimi vardır.
Kamu kesimi kamusal hizmetler sunar. Hizmetlerinin bazıları ücretsizdir, bazıları karşılığında kamu ücret alır. Ücretsiz verdiği hizmetlerinin finansmanı için vergi toplar. Toplam gelirleri harcamalarını karşılamadığında, finans kesiminden, şirketlerden, hane halklarından ve dış dünyadan borçlanır. Hizmet üretimi için hane halklarından emek talep eder. Hane halklarının bireylerini istihdam eder.
Şirketler hane halklarından emek talep ederler. Ürettikleri malları hane halklarına, devlete ve dış dünyaya satarlar. Üretim ve yatırımlarının finansmanı için finans kesiminden borçlanırlar. Mali tasarruflarını finans kesimi yoluyla değerlendirirler. Kazançlarından vergi verirler.
Hane halkları normalde ekonominin en büyük ve en önemli kesimidir. Emeklerini şirketlere ve kamu kesimine satarlar. Gelirleri üzerinden vergi verirler. Şirketlerden, kamu kesiminden ve dış dünyadan mal ve hizmet talep ederler. Mali tasarruflarını finans kesiminde değerlendirirler. Finans kesiminden borçlanırlar.
Dış dünya şirketlerden mal ve hizmet talep ederler. Hane hakları ve şirketlere mal ve hizmet satarlar.
FİNANS KESİMİ
Para denen nesne, en geniş anlamda, kamu kesiminin, şirketlerin ve hane halklarının finans kesiminden alacaklarıdır. Finans kesimi açısından ise, para, finans kesiminin yükümlülükleridir.
Bir mal ya da hizmet satın alınırken yapılan ödeme ya nakit olarak (Merkez Bankası banknotları) ya da finans kesiminde değerlendirilen mali tasarrufların bir bölümünün transferi yoluyla yapılır. Dolayısıyla, şirketlerin, hane halklarının ve kamu kesiminin elindeki para ya Merkez Bankası’nın ya da finans kesiminin bu ekonomik birimlere olan yükümlülüğüdür.
Bu anlatımdan para kavramı irdelenirken Merkez Bankası ile finans kesiminin beraber bir bütün olarak ele alındığı anlaşılmalıdır. Yani, finans kesimi, Merkez Bankası ile genelde bankaların konsolide edilmiş halidir. Eski alışkanlıklarla, Merkez Bankası’nın kamu kesimi ile konsolide edilmesine (beraber düşünülmesi) çok rastlanır. Ama, bu yanlıştır.
Merkez Bankası ile bankalar arasında yapılan para transferleri (ekonomik ilişkiler) para yaratmaz. Para, Merkez Bankası’nın ya da bankaların şirketler ve hane halkları ile olan ilişkilerinden doğar. Merkez Bankası bankalara borç verdiğinde, verilen borç Merkez Bankası’nın varlığı, bankaların yükümlülüğüdür. Konsolide edildiğinde, bu ikisi birbirlerini götürürler. Ama, bankalar Merkez Bankası’ndan aldıkları borcu devlete, hane halklarına ya da şirketlere borç verdiğinde, para yaratma mekanizması devreye girmiş olur.
PARA YARATMA
Teorik gibi görünen para konusundaki bu açıklamalar aslında makro ekonomik analizin temel taşlarından biridir. Gerek enflasyon analizlerinde, gerekse para politikası ve faizler konusundaki irdelemelerde Merkez Bankası’nın kamu kesimi ile değil, bankalarla konsolide edilmesi doğru sonuçlar doğurur. Aksi taktirde, yıllarca yaptığımız gibi, emisyonu (Merkez Bankası’nın çıkardığı banknotlar) kontrol ederek fiyat istikrarını sağlayabileceğimizi düşünmeye başlarız.
Merkez Bankası’nın çıkarıp bankalara sattığı likidite senetlerinin bankaların müşterilerine de pazarlanabilmesi olgusunu bu çerçevede değerlendirmek gerekmektedir.