BİR malın fiyatının zaman içinde artması ya da azalması o malın piyasasındaki arz ve talep şartlarının sonucudur.
Ama, bir ekonomideki ortalama fiyat artışları (enflasyon) parasal bir olgudur. Çok para basıldığında enflasyon hızlanır. Para basmayınca enflasyon da düşer.
Bu olguyu en iyi yaşayan ülkelerden biri Türkiye’dir. 1970’in ikinci yarısından sonra, 1980’li ve 1990’lı yıllarda yüksek enflasyon yaşadık, çünkü çok para bastık. 2001 Krizi ile beraber krizin faturasının bir bölümü de Merkez Bankası’na yazıldı. Ama, o noktadan sonra Merkez Bankası’nın para basması yavaşladı. Sonuçta enflasyon da düşme eğilimine girdi. Enflasyonun düşmesinin nedeni Merkez Bankası’nın para basmayı yavaşlatmasıdır.
KREDİ YOK
Tabloda Merkez Bankası’nın analitik bilançosunun ana kalemlerinin yıllık ortalamaları verilmektedir. 2005 yılına ait ortalamalar yıl başından 25 Temmuz gününe kadarki ortalamalardır. Tablo oldukça çarpıcıdır.
Merkez Bankası’nın bilançosu 1991-2001 döneminde 76 milyon YTL’den 42.3 milyar YTL’ye yükselmiştir. Bilanço büyüklüğündeki ortalama yıllık artış yüzde 88 olmuştur. 2001-2005 döneminde ise bilanço büyüklüğü 42.3 milyar YTL’den 75 milyar YTL’ye yükselmiştir. Bu dönemdeki yıllık artış yaklaşık ortalama yüzde 18 olmuştur.
Bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılmasının Merkez Bankası üzerindeki yükü durduktan sonra, 2003 yılından bu yana bilanço büyüklüğü neredeyse sabit kalmıştır. Merkez Bankasının para basması bilançosunu büyütmesi demektir.
Merkez Bankası’nın bilançosunu büyütmesinin ana nedeni iç varlıklarını, yani TL kredilerini, büyütmesidir. Bu kredilerin neredeyse hepsi bir şekilde Hazine’ye açılan kredilerdir. 1991-2001 döneminde nakit işlemlerdeki artış yıllık yüzde 93 olurken, 2001-2005 döneminde aynı kalemdeki artış yıllık yaklaşık yüzde 10 olmuştur.
2001-2005 döneminde Merkez Bankası’nın nakit işlemler yoluyla bilançosunu büyütmesi 23.8 milyar YTL’ye çıkmışken, Hazine’nin borçlarını vadesi geldikçe ödemesi nedeniyle 2005 yılında ortalama 19.9 milyar YTL’ye kadar düşmüştür.
LİKİDİTE
Kısacası, Merkez Bankası Hazine’ye kredi vererek bilanço büyütmesini durdurmuştur. Bu yolla para basmamaktadır. Doğal olarak enflasyon da yavaşlama eğilimine girmiştir. Bilanço büyümesi döviz varlıklarının artmasından kaynaklanmaktadır. Yani, kurlar daha fazla düşmesin diye Merkez Bankası döviz almaya devam etmektedir.
Merkez Bankası’nın artık eskisi kadar para basmaması piyasada likidite (para) yok anlamına gelmemektedir. Aksine, piyasada likidite boldur. Likidite bol olduğu için Merkez Bankası açık
piyasa işlemleri yoluyla fazla likiditeyi çekmektedir. 2001 yılında Merkez Bankası ortamla 2.1 milyar YTL piyasaya borç verirken, 2005 yılında ortalama 3.6 milyar YTL piyasadan borçlanarak fazla likiditeyi çekmeye çalışmıştır.
Piyasada para boldur. Merkez Bankası’nın 27 Temmuz 2005 tarihinde açık piyasa işlemleri yoluyla mali piyasalardan borçlanması 9.4 milyar YTL’ye kadar çıkmıştır. ‘Para bol’ konusuna yarın devam edeceğim.