BU haftanın büyük bir bölümünde küresel piyasalar memnun edici bir performans gösterdi. Piyasalar "krizin dibi galiba göründü, bundan sonra eğilim yukarı yönde" yorumu yapmaya başladılar. Bu yargı için çok acele etmemek lazım.
Bazı Avrupa bankaları korkunç zararlar açıkladılar. Ama, yeni sermaye bulmaya çalışacakları haberleriyle batma noktasına gelen bankaların dahi hisse senetleri fiyatları büyük artışlar gösterdi. Piyasalar kötü haberlerle çalkalanıyor, ama artık iyi haber duymak istiyor. Ekonomilerin yavaşlayacağını, enflasyonun da yükseleceğini kabul etmiş durumdalar. Şimdi asıl korkulan bazı finans kurumlarının batıp batmayacağı.
TEKRARI ÖNLEMEK
Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere ekonomi politika yapıcıları hem bu krizi önlemek hem de böyle bir krizi bir daha yaşamamak için yoğun bir "fikir üretme" çabası içindeler. Hafta başında Amerikan Hazine Bakanı Hank Paulson finans sisteminin gözetim ve denetiminde düşündükleri yeni yapılanmanın ana hatlarını açıkladı. Aslında, bu konular son 10-15 yıldır tartışılıyordu. Ama, şimdi daha dikkat çeker oldular.
Paulson’ın açıklamalarına göre, yatırım bankaları (halkın mevduatlarını toplayamayan) da, ticari bankalar (halkın mevduatlarını toplayabilen) gibi, Amerikan Merkez Bankası (FED) tarafından çok daha sıkı kurallar altında çalışacak ve denetlenecekler. FED’in kapsama alanı genişletiliyor. Bir anlamda, FED’in kriz nedeniyle içine düştüğü durumun daha kurallı bir yapı içinde sürdürülmesi öngörülüyor. Bu fikir uygulamaya geçerse, yatırım bankaları ile ticari bankalar arasında esneklik açısından fazla bir fark kalmayacak.
Dünyanın en bölünmüş denetim ve gözetim sistemine sahip olan Amerika’da finans sisteminin gözetim ve denetiminin daha sınırlı sayıda kurumda toplanması düşünülüyor.
İngiltere de boş durmuyor. İngiliz Maliye Bakanı da eski fikirleri yeniymiş gibi gündeme getirdi. O da uluslararası düzeyde bir gözetim ve denetim otoritesinin oluşturulması ve küresel finans sisteminde gözetim ve denetimin yeknesak bir hale getirilmesi için çalışıyor. Bütün bunlar ileriye dönük bir daha benzer bir kriz yaşanmaması için düşünülen yapısal düzenlemeler. Çoğu önerinin uygulamaya geçmesi yıllar alabilecek.
KRİZİ AŞMAK
Yaşanan krizden çıkış yollarını tartışmaya açan en önemli oluşum İtalya Merkez Bankası Başkanı’nın önderliğinde oluşturulan Finansal İstikrar Forumu. Forum, "düşünülemeyecekleri düşünülmesi gerekir" anlayışıyla bir dizi önlemi tartışmaya açıyor. Gerçekten de, önerilerinin hemen hepsi sistemin bir tarafını tamir ederken diğer taraflarını ve sistemin uzun dönemli işleyişini bozabilecek öneriler.
Öneriler arasında dikkati çekenler şöyle:
Büyük bankaların gerçek finansal durumları aynı gözle incelenip açıklansın. Aynı kurallarla belirlenen gerçek durum karşısında kurum bazında ne önlem gerekiyorsa alınsın. Güven krizi bu yolla aşılsın. En makul öneri bu.
Sermaye yeterliliği kuralı geçici bir süre için askıya alınsın. Bu şekilde, finansal kurumların azalan sermayeleri karşısında varlıklarını satma baskısı hafifletilsin.
Değeri düştüğü ya da tamamen kaybolduğu için varlığa dayalı menkul kıymetlerin muhasebe ilkeleri değiştirilsin, bilançolardaki varlık düşüşü yoluyla sermaye erimesi durdurulsun.
Devlet bankalara ve zordaki diğer büyük finansal kurumlara kendi cebinden sermaye koysun.
Ya doğrudan ya da kurulmalarında öncülük (ortak olabileceği) yapacağı uzun dönemli yatırım fonları yoluyla, devlet değerinin ne olduğu belli olmayankonut kredilerine baz varlığa dayalı menkul kıymetleri çok da düşük olmayan bir fiyattan finans kurumlarından satın alsın.
Bu önerilerin bazıları gerçekten düşünülemeyeceklerin düşünülmesi olmuş. Ama, bu önerilerin dahi kamuoyu önünde tartışmaya açılması otoritelerin durumdan ne denli kaygılı olduklarının açık bir kanıtı.