Dün enflasyonu yaratan etkenlerin hoşumuza giden taraflarını vurguladım. Hoşumuza giden her şeyi istiyoruz, ama sonuçlarını istemiyoruz. Enflasyon da öyle bir şey.
Bir slogan halinde, toplumun çoğu kesimi enflasyondan kurtulmak istiyor. Ama, enflasyon yaratan davranışların da devamını istiyor. Çelişkinin farkında olup olmadığımızdan da emin değilim. Bunun en güzel örneği bugünlerde kamu çalışanlarına verilecek ücret artışında yaşanıyor.
ÖZVERİ
Kamuda çalışanların ücretleri enflasyonun çok üzerinde artsın, ama enflasyon da dizginlensin. Kamu çalışanı zaten çok az ücret alıyor. Haklı olarak, gelirlerinde reel bir düzeltme bekliyorlar.Enflasyon inecekse, özveri başkalarından gelmelidir. Zaten kamu çalışanı yıllardır özveri içindedir.
İhracatçı enflasyon kadar döviz kuru düzeltmesi beklemektedir. Onlar da bu ekonominin motoru görevi görmektedirler. Ülkeye döviz kazandırmaktadırlar. Onların getirdiği dövizler olmasa bu ekonomi çökecektir. Dolayısıyla, ihracatçılarımızı zora sokacak gelişmeleri önlemeliyiz.
Tarım kesiminin durumu daha da içler acısıdır. Ürünleri para etmemektedir. Bu arada, mazotun fiyatı artmaktadır. Gübre daha da pahalılaşmıştır. Bu reel faizlerle borçlarını ödeyemez hale gelmişlerdir. Tarımda bıçak kemiğe dayanmıştır.
İthalata dayalı birkaç sanayi kolu dışında, işler iyi gitmemektedir. Piyasa fiyata hassas bir hale gelmiştir. Fiyatı artırmaya kalksanız, satış yapamıyorsunuz. Bu fiyatlarla da, para kazanmak mümkün değildir.
Bunca büyümeye rağmen, istihdam doğru dürüst artmamaktadır. İşsizlik rakamları göreli olarak düşüktür, çünkü işgücü piyasasında olması gerekenler piyasadan çekilmiş gibi bir izlenim vermektedirler. Buna karşılık, trafik sıkıştığında, kağıt mendil, cep telefonu kulaklığı, pil doldurucusu ve su satanların sayısı giderek artmaktadır.
Özetlersek, şikayetçi çevrelerin de gayet iyi bildiği gibi, şikayetlerimizin kaynağı uygulanan para ve maliye politikalarıdır. O politikalar da enflasyonun indirilmesine odaklanmıştır. O halde, bu politikalardan şikayet etmek enflasyonun düşmesinden şikayet etmekle aynı anlama gelmektedir.
MUHALEFET
Enflasyonun inmesine örtülü bir muhalefet vardır. Ama, her kesim enflasyonun inmesinden yanadır. Özveri yapma görevi kendimize değil, komşumuza aittir!
Enflasyon daha da düşüp düşük düzeylerde kalacaksa, muhalefet örtülü olmaktan da çıkabilecektir. Çünkü, bir sonraki aşama, şimdi tarım sektöründe görüldüğü gibi, göreli fiyatların değişmesindeki katılık olacaktır.
Yüksek enflasyonda gerçekleştirilebildiği gibi, düşük enflasyon düzeylerinde, uluslararası rekabete açık bir ortamda, bir malın diğerlerine göre fiyatının aniden ve yüksek oranda değişmesi (tarım ürünleri hariç) mümkün olmayacaktır. Sorun bu alanda daha da derinleşecektir.
Sonuçta, enflasyonla yapılan mücadelede en önemli etkenlerden biri verimlilik artışı olacaktır. Verimliliklerini artırabilenler enflasyonun düşmesiyle mücadele edebileceklerdir. Verimlilik artışı gerçekleştiremeyenler muhalefete devam edeceklerdir. Muhalefetin derecesi enflasyonla mücadelenin başarısını belirleyecektir.