Mali birlik olmadan parasal birlik

Avrupa Birliği 1990’lı yıllarda çok cesur bir karar aldı. Mali (fiskal) birliği sağlayamadan parasal birliğe geçti. Parasal birliğin yaratacağı sıkıntıların bütçe açığına konacak azami bir sınırla aşılabileceği düşünüldü.

Evdeki hesap çarşıya uymadı. Yapısal reformları savsaklayan ülkelerin başında gelen Almanya ve Fransa’da bütçe açıkları parasal birlik sınırı olan milli gelirlerinin yüzde 3’ünü aştı. On yıl içinde dünyada ekonomik verimliliği en yüksek olan bir bölge olmaya çalışan Avrupa dünyanın verimliliği en düşük ekonomisi haline dönüştü.

ZOR KARARLAR

Ekonomik güçlerini kullanarak Fransa ve Almanya ‘olağanüstü şartlarda
’ parasal birlik sınırı olan bütçe açıklarının milli gelirlerinin yüzde 3’ünü aşmaması uygulamasını esnetmek istedi. Geçen hafta toplanan Birlik üyesi ülkelerin Maliye Bakanları olağanüstü şartların tanımında dahi anlaşamadı.

Anti-enflasyonist tavırlarıyla Avrupa’da öncülük yapan Almanya ve Avusturya Merkez Bankası Başkanları Almanya ve Fransa Maliye Bakanları’nın sınırlamayı esnetme girişimlerine karşı çıktılar. Bu girişimi parasal birliğe bir tehdit olarak yorumladılar.

Avrupa Birliği adını koymadan mali birliği oluşturmaya çalışıyor, ama beceremiyor. Mali birlik olmadan parasal birliğin uzun dönemde sıkıntıya gireceğinin farkındalar. Ama, değişik vergi yapılarının yeknesaklaştırılması siyasetçiler açısından parasal birliğe karar vermek kadar kolay olmuyor. Sıkıntı da buradan kaynaklanıyor.

Avrupa’nın büyük ülkeleri, Fransa ve Almanya, Birliğin yeni üyeleri olan Doğu Avrupa ekonomilerinin düşük vergi oranları yoluyla Birlik içinde rekabeti artıracağından (vergi dampingi) çekiniyorlar. Bu nedenle, Birlik üyelerinde uygulanan vergilere asgari ve azami sınırlar getirilmesini teklif ediyorlar. Vergi oranları göreli olarak düşük olan İngiltere, İrlanda gibi ülkeler bu teklife hiç de sıcak bakmıyorlar.

Kısacası, mali birlik bir tarafa, Avrupa’nın yüksek vergi oranlı büyük ülkeleri kendi aralarında bir vergi yarışından korkuyorlar. Vergi konusunda hiçbir esnekliği kalmamış olan ve yüksek bütçe açıkları veren Almanya ve Fransa Birlik içinde bu konularda çok yalnız kalmış durumdalar.

ULUSLARARASI BASKI

Almanya ve Fransa bugüne kadar savsakladıkları yapısal reformları
uygulamaya koymaktan başka çareleri olmadığını anlıyorlar. İngilizler, 2010 yılında dünyanın üretimde en verimli hale gelmesi hedeflenen Avrupa Birliği için Birliğin büyük üyeleri üzerindeki baskılarını artırdı. İngiliz Maliye Bakanı’na göre, Avrupa önümüzdeki altı yıl içinde 21 milyon yeni istihdam yaratmayı hedefliyor. Bugünkü performansa bakılırsa, Avrupa’nın bu hedefi yakalaması hayal bile edilemeyecek bir olgu olarak görülüyor.

Ekim ayı başında gerçekleşecek olan IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları nedeniyle bir araya gelecek olan G-7 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları’nın da gündeminde küresel büyüme var. İngiltere’nin yanında, Amerika da Almanya ve Fransa üzerinde baskılarını artıracak. Şimdilik, Almanya, Fransa ve Japonya ekonomileri küresel sürdürülebilir büyümenin önündeki üç önemli engel olarak görülüyor. Her üçünden de yapısal reformların hızlandırılması talep ediliyor.
Yazarın Tüm Yazıları