Kuralları kendine göre koyan devlettir

AVRUPA Birliği’ne gireceğimiz için Adalet Bakanı Cemil Çiçek ‘Artık herkes kendi çıkarına göre kuralları değiştirmeyecek ya da kural koyamayacak’ demiş.

Dediği doğru da, hukuka uysun ya da uymasın, kendine göre kural koyan, koyduğu kuralları duruma göre değiştiren asıl bizim devletimizin kendisidir.

Bunun en iyi örneği de Bankalar Yasası’nda son dönemde yapılan ve yakında yapılması planlanan değişikliklerdir. Hukukta ‘yasalar çıktığı günden itibaren geçerlidir, geçmişe uygulanmaz’ denir. Bizde uygulanır. Bir yasayla af çıkarılır. Bir başka yasayla affa giren bir eylem yeniden suç sayılır. Geçmişte suç olmayan olaylar bir yasayla geçmişe uygulanarak suç haline getirilir. Bütün herkes de bu uygulamaya alkış tutar.

İLERİYE ODAKLANMAK

Bankacılıkta her önüne gelene bankacılık lisansı verilmiştir. Parası olana bankacılık yaptırmak yerine, bankacılık yoluyla para kazandırılmaya çalışılmıştır
. Daha sonra, işi yüzümüze gözümüze bulaştırınca, hortumcu avına çıkılmıştır. Halbuki, geçmişte hortumculuk devlet eliyle özendirilmiştir.

Geriye uygulanan yasalara Adalet Bakanlığı katında itiraz edildiğinde, ‘Konuyu biz getirmedik, BDDK böyle istiyor’ denmektedir. BDDK’ya sorulduğunda, ‘IMF istedi’ deniyor. IMF’ye siz ne istiyorsunuz dendiğinde, ‘Biz yasaların geriye işletilmesini değil, hukuki boşluk olmasın diye BDDK’nın alacağı eylemlerin yasaya konmasını istiyoruz’ diyorlar. Acaba, Türkiye’de yasaların geriye doğru işletilmesini kim istiyor?

Bankacılığın bunca sorunları dururken, ileriye değil, geriye odaklanmış bulunuyoruz. Sanki, geçmişte yapılan hataların cezası verildiğinde bankacılık sektörünü adam etmiş olacağız. Suçlular evrensel hukuka uygun yasalar çerçevesinde cezalarını bulmalıdırlar. Ama, bankacılık gibi bir sektörün geleceği ihmal edilmemelidir.

FARKLI KURLAR

Bankaların haziran 2004 bilançoları incelendiğinde, her bankanın kendine göre bir döviz kuru uyguladığı görülecektir
. Ne tesadüftür ki, dövizde açık pozisyonu olan bankalar genellikle düşük kur uygulamakta, dövizde kayda değer bir pozisyon tutmayan bankalar Merkez Bankası’nın açıkladığı kurlar civarında bilançolarındaki döviz kalemlerini değerlendirmektedirler.

Haziran sonu itibariyle Merkez Bankası dolar kuru 1 milyon 485 bin lirayken, bilançosunu 1 milyon 445 bin liradan değerlendiren bankalar vardır. Serbest kur rejimi bankalar arasında yüzde 3’e varan farklı kur uygulamaları değildir. Serbestlik, anarşi ile bir tutulmamalıdır. Herkes kendine göre farklı kurlar uyguladığında, bankaları aynı bazda değerlendirmek mümkün olamaz. BDDK bu konuda ne yapmayı düşünüyor?

Eylül sonunda bankaları dolaşıp döviz bozdurdum. Yine bankalar arasında yüzde 3’e varan farklar vardı. İşin daha da komiği, bir banka müşterisi olmadığım için dövizimi bozmadı. Halbuki, bankalar müşteri ayırımı yapamazlar. İlan ettikleri fiyatlardan herkese hizmet vermek zorundadırlar. BDDK bu konuları hiç düşünüyor mu?

Bu çeşit konuların üzerine eğilip bankaları bundan sonra soyguncu değil de, itibarlı kuruluşlar hale getireceğimize geçmişin hesaplarından kurtulamayıp kendimize çok kolayca içine düşebileceğimiz yeni kuyular açmakla meşgulüz
.

Avrupa Birliği’ne üye olduğumuzda birçok şeyi şimdi yaptığımız gibi yapamayacağız. Ama, kafalarımız yine şimdiki gibi çalışmaya devam edecek. Çünkü, alışmışız bir kere. Yasaları değiştirmek kolaydır. Ama, kafaları değiştirmek nesiller alabilir.
Yazarın Tüm Yazıları