YANLIŞ ya da doğru, bir enflasyon hedefi söz konusu. Bu hedef yıllık programlar çerçevesinde hükümet ile Merkez Bankası’nın ortak hedefi.
Hedefin ortak olması, Merkez Bankası’nın elindeki para politikasının da, hükümetin elindeki maliye politikalarının da işbirliği içinde hedeflenen enflasyon doğrultusunda oluşturulup uygulanması anlamına geliyor. Son iki-üç yıldır konunun bu yanı unutuldu. Enflasyon yalnızca Merkez Bankası’nın sorunuymuş gibi görünmeye başlandı. Geçen yıla kadar da maliye politikaları enflasyonun idaresine yönelik yardımcı oldu, köstek olmadı.
BALTALAMA
Son iki-üç yıldır enflasyon konusunda zorluklar var. 2001 Krizi’nden sonra hızla düşmeye başlayan enflasyon 2004 yılının ortasında yüzde 7’ye kadar düştü. O noktadan sonra enflasyonda katılıklar yaşanmaya başlandı. Üç yıldır enflasyon genelde yüzde 7-10 bandında dalgalanıp duruyor.
Gelişmiş ülkelerin finans piyasalarında başlayan krizle beraber enflasyonla mücadele daha da zorlaştı. Dünya ekonomileri düşen büyüme-yükselen enflasyon sürecine girdiler. Gıda ve enerji fiyatlarının artmaya devam etmesi de sorunu daha da ağılaştırdı. Türkiye bütün bu gelişmelere para politikası açısından geç tepki verdi.
Sonunda Merkez Bankası da durumun vahametini kabul edip para politikasının sıkılaştırılması gereğini kabul etti. Yaptığı açıklamada, para politikasının enflasyonu kontrol altına alınmasına odaklanırken, maliye politikalarının da sıkı bir biçimde devam etmesi gerektiğini vurguladı. Maliye politikalarında hedeflerin tutturulamaması durumunda, Merkez Bankası, çözüme daha fazla vergi ile değil, daha az harcama ile ulaşılması gerektiğinin altını çizdi.
Bu laflar hiç söylenmemiş gibi, aradan bir gün geçtikten sonra maliye politikaları duruşunun en önemli göstergelerinden biri olan faiz dışı fazlanın yeni milli gelire göre oranının bu yıl yüzde 4.2’den yüzde 3.5’ düşürüleceği ve 2012 yılında da bu oranın tedricen yüzde 2.4’ getirileceği açıklandı.
Bunun anlamı şu: Devlet bu yıl harcamalarını yeni milli gelirin yüzde 0.7’si kadar artırmaya karar verdi. Faiz harcamalarının daha büyük bir bölümünü de yeni borçlanmalarla finanse etmeyi uygun buldu.
Para politikası sıkılaştırılırken, maliye politikası gevşetiliyor. Merkez Bankası enflasyonla mücadelede yalnız bırakılıyor. Bunun da ötesinde, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelesi maliye politikalarıyla baltalanıyor.
MALİYET YÜKSEK
Önümüzdeki dönem Merkez Bankası açısından çok daha zor bir dönem olacak gibi görünüyor. Gevşeyen maliye politikalarının enflasyon üzerine getireceği ek risklerle mücadele edebilmek için Merkez Bankası para politikasını düşündüğünden de daha fazla sıkılaştırmak zorunda kalabilir. Böyle yaparsa, faizler çok daha fazla artacaktır. Kamu finansman dengesi daha fazla bozulacaktır. Ekonomik büyüme tahminlerin de ötesinde darbe yiyebilecektir. Merkez Bankası bu şekilde davranabilecek midir?
Davranırsa, para politikasının gerçekten enflasyona odaklandığını ispat etmiş olur. Bugüne kadar kaybettiği itibarını fazlasıyla geri alır. Yumuşak bir tavır takınırsa, enflasyon alır başını gider. Koordinasyonsuzluğun cezasını enflasyonun bu düzeylere gelmesi için oldukça fazla maliyet ödemiş olan kitleler yüklenir.
Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ve para politikasının enflasyona odaklanmış olmasının anlamı galiba siyasi otorite tarafından iyi anlaşılamadı. Artık, para politikası maliye politikasıyla koordinasyon içinde olmayacak. Maliye politikası para politikasıyla koordinasyon içinde olacak. Olmazsa, bir şekilde geniş halk kitlelerine yazık olacak.