KAMU sektörünün yeniden yapılanması yolunda harcamaların verimliliği esas olacaktır. Kamu harcamalarındaki verimlilik artışı harcanan her bir lira karşılığında daha fazla ve/veya daha kaliteli mal ve hizmet almak anlamına gelmektedir.
Kamuda ihale yasasının değişmesi bu alanda önemli bir adımdır, ama yeterli değildir. İhale yasası bir projenin yüklenicisinin seçimi ile ilgilidir, projenin kendisi ile değil. Yapılacak her işin maliyeti iyi hesaplanmalı ve üstlenilen maliyet karşısında elde edilecek fayda iyi ölçülebilmelidir. Proje seçimi de öne çıkmalıdır.
Yani, fayda-maliyet analizi iyi yapılmalıdır. Ancak, bu yolla harcamaların disiplin içine alındığı bir ortamda kamu sektörü daha kaliteli ve yaygın servis üretebilecektir. Aksi taktirde, harcama disiplininin uzun dönemde sürdürülebilmesi olanaksızdır.
TOPLUMSAL MALİYET
Kamu sektöründe verimliliğin artması yalnızca harcamaların verimliliğin artmasıyla sınırlı değildir. Her türlü kamusal düzenlemenin fayda ve maliyeti gözden geçirilmelidir. Uygulamaya konacak her düzenlemenin ne getirip ne götürdüğü iyi hesaplanmalıdır.
Örneğin, piyasaya çıkan bir malın kutusunun üzerinde belli bilgilerin bulunması şart koşuluyorsa, bu bilgileri kutuya basmanın getirdiği ek maliyetle elde edilecek ek fayda iyi hesaplanmalıdır. Aksi taktirde, o malın kullanıcısı üzerine gereksiz maliyetler yükleme riskleri doğar.
Bu alandaki en iyi örneklerden biri trafik kazası olduğunda, kazaya karışan araçların olduğu yerde durup rapor yazması için trafik polisini beklemesidir. Çok işlek bir yolda, trafiğin yoğun olduğu bir saatte bir araba diğerine arkadan vurup stop lambasını kırabilir. Trafiğin yoğunluğuna bakılmaksızın arabalar olduğu yerde dururlar.
Şoförler arabalarının dışına çıkarlar. Trafik polisine telefon ederler. Polisin gelip tutanak tutması beklenir. Bu sırada trafikteki yığılma daha da artar. Çünkü, bir ya da iki şerit kapanmıştır. Trafiğin yoğunluğunun artması trafik polisi arabasının olay yerine gelmesini geciktiren bir başka etken olmuştur.
Bu sırada yüzlerce ya da binlerce araba durmuştur. Beş dakikada gidilebilecek bir uzaklık ancak iki saatte gidilebilir hale gelmiştir. Yüzlerce, bazen binlerce insan gereksiz zaman kaybetmişlerdir. Tesadüfen bu yolu kullanan araçlar gereksiz yere çok daha fazla benzin/mazot yakmışlardır.
Kısacası, trafik kazasına karışmayan araçlar ve o araçtakiler çok ciddi maliyetler yüklenmişlerdir. Bütün bu maliyetlerinin nedeni toplumdaki iki kişi arasında gerçekleşen ufak bir trafik kazasında en çok kimin kabahatli olduğunu tespit etmek için trafik polisinin beklenmesidir. Bunun için topluma bu denli bir maliyet yükletmek ekonomik midir?
ZAMAN VE PARA
İki kişi kendi aralarında bir zabıt tutsalar konu çok daha hızlı çözümlenmez mi? Kazaya karışanlar arasında görüş farklılıkları varsa, görgü tanıkları tutulacak tutanağın bir parçası yapılamaz mı? Hiçbir şey yapılamıyorsa, kazaya karışanların ifadelerine dayanılarak bağımsız bir organ bir karar veremez mi?
Doğal olarak, bulunabilecek her çözümün gerçek kabahatliyi bulmak için olumlu ve olumsuz tarafları olacaktır. Kaldı ki, trafik polisi de kaza mahalline geldiğinde, kazanın taraflarının çelişkili ifadeleri karşısında kendi yargısını vermektedir. Ama, her türlü çözüm topluma bunca maliyet yükletmekten çok daha tercih edilir olacaktır.
Verimlilik artışı zamanı ve parayı iyi kullanmakla gerçekleştirilmektedir. Zaman da paradır. Kamusal düzenlemeler konunun bu boyutunu ihmal etmemelidir.