İŞGÜCÜ istatistikleri anketlere dayanan verilerdir. Kullanılan metodoloji ne denli iyi olursa olsun, kaçınılmaz olarak hatalar yapılır. Ama, aynı metodoloji ile yapılan anket çalışmalarının verdiği sonuçlar zaman içindeki eğilimleri, nicelik olarak olmasa da, nitelik olarak yansıtır.
Kayıt dışı istihdamın çok yoğun olduğu ülkemizde anketlerden çıkan sonuçları gerçek verilerle kontrol etme olanağı da çok yoktur. Türkiye’de 2007 yılının ekim ayı itibariyle 22.8 milyon kişinin istihdam edildiği düşünülmektedir. İstihdam edildiği düşünülen bu nüfusun 10.7 milyon kişisi popüler tabirle kayıt dışıdır. Kentlerdeki kayıt dışı istihdam 4.6 milyon kişi görünmektedir. Bunların 2 milyonu ücretli olarak bir iş yerinde çalışmaktadır, ama bir sosyal güvenlik kuruluşuyla ilişkilendirilmemiştir. Yani, kayıt dışıdır.
Bu şartlarda, anket sonuçlarını kağıt üzerindeki verilerle karşılaştırıp kalite kontrolü yapmak doğal olarak zorlaşmaktadır.
KENT-KIR FARKI
2000’li yıllardaki ekonomik büyümenin istihdam artışına aynı paralelde yansımadığı iyi biliniyor. 2000 yılında ortalama 21.5 milyon kişi istihdam edilirken, 2007 yılının ilk on ayında istihdam edilenlerin sayısı ortalama 22.8 milyon kişi oldu. Son altı yılda ortalama 1.3 milyon kişiye istihdam sağlandı. Halbuki bu dönemde, toplam işgücü nüfusu 2.2 milyon arttı. Üstelik, işgücüne katılım oranı yüzde 50’den yüzde 47’ye düştü. Yani, çalışma yaşında olup da daha az oranda insanlar çalışmak istediler. Buna rağmen, istihdam artışı, işgücü nüfusundaki artıştan çok daha az oldu.
Sorunun bir bölümü kent ve kırsal nüfus demografisinin değişmesinden kaynaklanıyor. Ketlerde işgücüne katılan nüfus 2000-207 yılları arasında 3 milyon kişi artarken, istihdam edilenlerin sayısı da 2.3 milyon kişi artıyor. İşgücüne katılma oranında da çok az da olsa bir artış var.
Kırsal alanda gelişmeler tam tersine. Kırsal alanda son altı yılda işgücü 800 bin kişi dolaylarında azalıyor. Buna karşılık istihdamdaki azalma 1 milyon kişi oluyor. Çalışma yaşındaki nüfus ise 500 bin kişi kadar artıyor.
TARIMDA İSTİHDAM
Kısacası, kentlerde istihdam yaratılıyor. Ama, kırsal alandan kentlere gelen nüfusla, kentlerde yaratılan iş olanakları herkese yetmiyor. Grafikten de izlenebileceği gibi, özellikle son iki yılda tarımdaki istihdam (sol eksen) düşerken, tarım dışındaki istihdamda (sağ eksen) kararlı bir artış gözleniyor. Tarım dışı istihdamın artışındaki göreli yavaşlama da dikkat çekici.
Bu eğilimler çerçevesinde, tarım kesiminden tarım dışı kesime olan nüfus hareketini tarım kesiminde istihdam olanaklarını artırarak denetim altına almak en akılcı yolmuş gibi görünüyor. Üç-beş yılda bir tarımın desteklenmesi politikasında değişikliğe giderek bunun ne denli başarılabileceği önemli bir soru işareti.