İşsizlik sigortası da sosyal güvenlik sistemine benzemesin

DEVLET bir yerde toplu para gördüğünde, harcamadan duramıyor. Yıllar önce sosyal güvenlik sisteminde toplu para gördü. Hemen harcandı. Şimdi, işsizlik sigortasında birikmiş toplu para görülüyor ve harcamanın yolları aranıyor.

1990’lı yılların başına kadar sosyal güvenlik sistemi nakit fazlası veriyordu. Ama, ileriye dönük yükümlülükleri gelirlerinden fazla olduğu bilindiğinden, nakit fazlası verdiği dönemlerde dahi batık olduğu biliniyordu. Buna rağmen, devlet olmayan parayı harcadı. Sistem bugünlere geldi. Şimdi, "günü kurtarma" yaklaşımının maliyeti altında eziliyoruz.

PARA BUHARLAŞACAK

2000’li yılların başında kurulan işsizlik sigortasında para birikmeye başladı. Toplanan paralar hemen dikkat çekti. Özel sektör ve devlet el ele bu paranın nasıl harcanacağının hesabını yapmaya başladı.

Aslında ortada toplanan bir para yok. İşsizlik sigortası fonu topladığı primlerle Hazine bonosu alıyor. Yani, çalışanlardan ve işverenlerden kesilen işsizlik sigortası primleri devlete borç veriliyor. Devlet de bu paralarla bütçe açığının bir bölümünü finanse ediyor.

Birkaç yıl evvel işsizlik sigortası primleriyle çalışanların sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi önerilmişti. Bu yolla, işverenin işçi çalıştırmasının maliyeti azaltılıp istihdam teşvik edilecekti. Şimdi de, işsizlik fonundaki paraların GAP’a aktarılıp o bölgede istihdam olanaklarının artırılması planlanıyor.

Gazetelerde çıkan haberlere göre, GAP’a 8 milyar YTL kadar para aktarılacak. Aktarılan paranın faizi olmayacak. Zaten, devlet bu parayı işsizlik fonuna geri ödemeyecekmiş. Açıkçası, devlet işsizlik fonunun paralarına "istihdam olanakları yaratıyorum" diyerek açıkça el koyuyor.

Devlet gerçekten GAP Bölgesi’nde istihdam olanaklarını artırmak için 8 milyar YTL’ye ihtiyacı varsa, bu parayı harcayabilir. Finansmanını da işsizlik sigortasına sattığı Hazine bonoları yoluyla sağlayabilir. O takdir de, bugünkü yapıda, konunun eleştirilecek bir yanı olmaz. Ama, işsizlik sigortasından doğrudan para aktarmayla, fonun varlıkları azaltılıyor ve kazanacağı faiz gelirinden mahrum ediliyor. Yani, işsizlik sigortasının paraları buharlaştırılıyor.

Şimdilik, işsizlik sigortasında biriken primlere ihtiyaç yok anlayışıyla, fonun varlıkları azaltılıyor. Sosyal güvenlik sisteminde de geçmişte benzer uygulamalar yapıldı. Sosyal güvenlik sistemi turizm sektörüne sokuldu. Otel işletmeciliği yaptı. Toplu konut finansmanında kullanıldı. Geldiği noktayı hep beraber izliyoruz.

İSTİHDAM PAKETİ

"İstihdam paketi" konusuna yalnızca çalışanların işverenlere ücret dışındaki ek mali yüklerinin azaltılması olarak bakılmamalıdır. Bu kapsamda, İş Yasası’nda iş güvenliğinin neyi getirip neyi götürdüğü tartışılmalıdır. Asgari ücret uygulamasının artıları ve eksileri masaya yatırılmalıdır. Seçimlerden önce her siyasi partinin seçim bildirgesine giren "asgari ücretin gelir vergisinden muaf olması" önerisi gözden geçirilmelidir.

Kısacası, istihdam paketi iş piyasasının esnekliğinin artırılması olarak alınmalıdır. Maliyetlerdeki birkaç kalemdeki düşüş iş piyasasını esnek yapmaktan çok uzak kalır. İşsizlik sigortasının paralarını bugünden yemeğe başlamak ise, aynı sosyal güvenlik sisteminde olduğu gibi, ülkenin ileride çok önemli bir "emniyet kemeri" rolü görebilecek sistemi sakatlamak anlamına gelir.
Yazarın Tüm Yazıları