Günah keçisi tüketici kredileri oldu

HÜKÜMET de iç talepteki büyümenin düşürülmesi gerektiğinin farkında. Ama sorunun köküne inileceğine, sorunun gölgesiyle mücadele etmek daha kolay geliyor. Tüketici kredileri sınırlandırıldığında, iç talep büyümesinin kontrol altına alınabileceği düşünülüyor.

Sorun, kamu sektörü açıklarının büyüklüğü yanında, özel sektörün yeterli tasarruf fazlası vermemesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, kamu sektörü açıkları daha da düşürülürken, özel sektör tüketim ve yatırımlarındaki artışın düşürülmesi gerekmektedir.

Kısa dönemde, sorunun çözümü kamunun daha az harcama yapması, vergi gelirlerinin artırılması ve en sonunda da faizlerin artırılmasıdır.

HERKES KENDİ İŞİNE

Çözüm sevimli değildir. Her şey güllük gülistanlık iken sevimsiz çözümlere gitmek yerine tüketici kredilerini, kredi kartlarını sorumlu tutmak herkese kolay gelmektedir.
Hükümetin bu yaklaşımına bankaları denetlemekten ve gözetlemekten sorumlu BDDK’nın da katılmış olması talihsizliktir.

Hükümet, kime, hangi limitte kredi kartı verilebileceğini, kaç tane kredi kartı verilebileceğini bir yasayla düzenlemek istemektedir. BDDK da bu konuda bir düzenleme yapmaya niyetli olduğunu açıklamıştır. Konuya tersten yaklaşılmaktadır.

Her şeyden önce, böyle bir konu yasalarla düzenlenecek bir konu değildir. Kredi verme bir risk idaresi işidir. Risk idaresi ve alınacak risklerin miktarı bankaların sermayeleriyle tutarlı olmak durumundadır. BDDK’nın sorumluluğu burada başlayıp burada biter. BDDK riskin sermaye ile ilişkisine bakar. Bankaların risk alıp almayacağı, alacaklarsa, hangi çeşit riskleri alacakları kendi bilecekleri bir iştir.

Bankaların, kime, kaç tane, hangi limitte kredi kartları vereceği bankaların işidir. Bazı bankalar diğerlerine göre daha fazla risk almayı sevebilirler. Aldıkları riskler karşısında sermayeleri olduğu sürece, bankaların içişlerine karışmak, serbest piyasa düzeniyle tutarlı olmaz.

Bankaların kredi kartlarını nasıl pazarladıkları da kimseyi ilgilendirmez. Sokak ortasında bir masa arkasına alımlı bir kız koyarak kredi kartı müracaatları toplamak elbette bankacılıkla uyuşan bir görüntü değildir. Bankalara işportacı görüntüsü vermektedir. Bu görüntü de bu şekilde hareket eden bankaları ve mesleki tanzim yapabilecek olan Bankalar Birliği’ni ilgilendirir. İşportacı görüntüsü verenle vermeyenler bir şekilde piyasada ayrışır.

YANLIŞ ADRES

Tüketici kredileri, Türkiye’de henüz emekleme dönemindedir.
Birçok kredi çeşidine göre de, tüketici kredilerinin analizi, en azından belge bazında, ticari kredilere göre çok daha ileridir. En azından, kredi alanın nerede çalıştığı ve ne kadar maaş aldığı bilinmektedir. Hatta, kredi alanın dışında bir kefil dahi istenebilmektedir.

Kredi yoluyla yapılan alışverişler kayıt altındaki harcamalardır. Tüketici kredilerinin üzerine giderek kayıtdışılığı özendirmek de söz konusu olacaktır. Tüketicinin alamadığı krediler, çok daha kötü analizler yapılarak taksitli olarak satıcılarca sağlanacaktır.

Krediler düzenlenecekse, asıl sorun ticari kredilerdir. Olmayan sermaye ile kayıtdışı satışlara güvenerek, şirket sahibinin bir imzası karşılığında, iki sandalye bir masadan oluşan şirketlere trilyonlarca ticari kredi verilmektedir. İşin bu boyutu düzenlenmelidir. Bunun yanında tüketici kredilerinin lafı bile olmaz.

Ekonomide ne zaman sorunlar baş gösterse, çözümü parasal tarafta arama eğilimindeyiz. Halbuki, sorun reel taraftadır. Reel sorunlar parasal önlemlerle çözülemez. Çözülmeye çalışılırsa, daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalınabilir.
Yazarın Tüm Yazıları