GELİŞMEKTE olan piyasalar (emerging markets) altın dönemlerinden birini yaşıyor.
Uluslararası verilere göre, 2004 yılında bu piyasalara özel sektör yatırımları olarak 303 milyar dolar aktı. Bundan önceki altın dönem Rusya Krizi öncesindeydi.
Gelişmekte olan piyasaların çok söz edilmeyen en büyük özelliği spekülatif olmalarıdır. Piyasaları spekülatif yapan olgu yatırımcıların spekülasyon amaçlı bu piyasalara girmelerinden kaynaklanmaktadır.
Spekülatif piyasalar ‘vur-kaç’ taktiği ile çalıştığından oynak olmaktadırlar. Oynaklık bu piyasaları daha da spekülatif yapmaktadır. Sonuçta, bir kez gelişmekte olan bir piyasa olarak nitelendirildiğinizde, gelişmiş piyasa statüsüne atlamak zor, hatta olanaksız olmaktadır. Güney Doğu Asya ekonomileri tam sınıf atlayacakken, çıkan kriz sayesinde gelişmekte olan piyasa olmaktan kurtulamadılar.
REZERV ARTIŞI
Türkiye 1990’lı yıllarda gelişmekte olan piyasalar liginde görünmeye başladı. Dolayısıyla, son on yıldır bu piyasalardaki oynaklıklar, ülkenin iç dinamiklerinin üzerinde, Türkiye piyasasına da oynaklık getirdi. İç dinamikler ne kadar iyi olursa olsun, gelişmekte olan piyasalardaki genel bir olumsuzluk kaçınılmaz olarak iç piyasamıza da yansımaya başladı. Olumlu gelişmeler de olumlu sonuçlar doğurdu.
Gelişmekte olan piyasalara akan sermayeden Türkiye’de payını aldı. Son yıllarda gösterilen yüksek büyüme performansının gerisinde uluslararası likiditenin artmış olması ve likiditenin gelişmekte olan piyasalara akmış olmasının etkisi küçümsenemez. Bizim gibi, tüm gelişmekte olan piyasalar büyüdü. Ortalama bazda, Latin Amerika yüzde 5.7, Avrupa yüzde 6.7, Afrika ve Orta Doğu yüzde 4 ve Asya yüzde 7.3 büyüdü.
Gelişmekte olan piyasalar olağanüstü mali sermaye çekerken, bizim gibi bir kaç ülke dışında hemen hepsi cari işlemler fazlası verdiler. Cari işlemler fazlası Avrupa’da 5.3, Asya’da 130, Latin Amerika’da 24, Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde 10 milyar dolar oldu.
Dolayısıyla, tüm gelişmekte olan piyasalar olağanüstü rezerv birikimi gerçekleştirdiler. Döviz rezervleri Avrupa’da 59, Asya’da 293, Latin Amerika’da 21, Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde 19 milyar dolar arttı. Gelişmekte olan piyasaların tümündeki döviz rezervleri artışı 2004 yılında 400 milyar doların biraz altında kaldı.
RİSKLER
Geçen yıl 600 milyar doların üzerinde cari işlemler açığı veren Amerikan ekonomisini bir anlamda Çin başta olmak üzere gelişmekte olan piyasalar beslediler. Yemediler, içmediler Amerika’ya mal satıp kazançlarını rezervlerinde tuttular.
Amerikan ekonomisindeki riskler bu çerçevede gelişmekte olan piyasaların da riski haline gelmiştir. Kısa dönemde, Türkiye ekonomisi açısından en önemli risklerden biri de gelişmekte olan piyasalarda oluşabilecek oynaklıklardır. Bu nedenle, Türkiye’nin iç dinamiklerini olumlu yönde geliştirmesinin özel bir önemi vardır.