Gelen dövizleri yiyoruz

TÜRKİYE ekonomisi normal şartlarda 1-3 milyar dolar arasında bir cari işlemler açığı vererek uzun dönemli ekonomik büyüme oranını tutturabilir.

Uygulamada ise ya çok yüksek cari işlemler açığı vererek ekonomik büyüme yüzde 7’nin üzerine fırlamakta, ya da şartların zorlamasıyla olağanüstü küçülerek cari işlemler fazlası verilmektedir.

Yaşadığımız ortamda, özellikle enflasyonla mücadelenin en önemli dönemecinde, yıllık bazda 1-3 milyar dolar cari işlemler açığı ile yüzde 2-4 arasında bir ekonomik büyüme hedeflenmelidir. Türkiye ekonomisi böyle bir performansı çok rahat kaldırabilir. Ekonomik büyüme kısa dönemde de sürekli ve sürdürülebilir olur.

YEDİKLERİMİZ

Üretime yönelik veriler bu yıl ekonomik büyümenin yüzde 7’yi de aşacağı
yönünde işaretler vermektedir. Buna karşılık, bu yılın nisan ayı itibarıyla, on iki aylık bazda, cari işlemler açığı 10.1 milyar dolar olmuştur. Yine, olağanüstü bir dönem yaşamaktayız.

Dış ticaret verilerine bakarak cari işlemler açığının nisan ayından sonra da artması beklenmelidir. Bu yıl hedeflenenin çok üzerinde bir cari açık vermemiz söz konusudur. Dolayısıyla, hedeflenenin üzerinde bir büyüme oranı yakalamamız da şaşırtıcı olmayacaktır.

Eldeki verilere göre, son on iki ayda gerçekleşen 10.1 milyar dolar cari açığa karşı, Türkiye ekonomisine giren döviz miktarı 17.8 milyar dolar olmuştur. Gelen dövizlerin 7.7 milyar doları bankaların (1.9 milyar dolar) ve Merkez Bankası’nın (5.8 milyar dolar) döviz varlıklarını artırmıştır. Geri kalan 10.1 milyar dolar cari işlemler açığının finansmanına gitmiştir.

Ekonomiye giren 17.8 milyar doların 8.2 milyar doları borçlanma yoluyla elde edilmiştir. Bakiye 9.6 milyar dolar ise borç doğurmayan işlemlerden kaynaklanmıştır. Örneğin, nereden girdiği belli olmayan dövizlerin bir yansıması olan net hata ve noksan kalemi bu dönemde 6.7 milyar dolar olmuştur.

Borç doğurmayan işlemlerin içinde bir diğer büyük pay ise yabancıların ikinci elde Hazine bonosu ve hisse senedi piyasalarına girmek için getirdikleri dövizlerdir. Bunların tutarı da 4.5 milyar dolardır. Borçlarla beraber, bu paralar da yabancı sermaye Türkiye’den çıkmak istediğinde döviz olarak geri verilecektir. Doğrudan yabancı sermaye girişi ancak 284 milyon dolar olmuştur.

Sonuç olarak, hangi nedenle olursa olsun, son iki ayda ülkeye giren dövizlerin 12.7 milyar doları geri ödenecek niteliktedirler. Bu miktarın 10.1 milyar dolarını yemiş bulunuyoruz.

DEVİR DEĞİŞTİ

İleriye dönük risklerin en büyüğü buradadır. Olumlu hava devam ettiği sürece şimdiki dengeler elbette sürdürülebilir
. Ama, havaların bugün olumlu olması ileriye dönük risklerin azaldığı anlamına gelmez.

Enflasyonun düşüyor olması, istihdam artırmasa da ekonomik büyümenin tam gaz gidiyor olması ve genel olarak piyasalardaki olumlu hava cari işlemler açığının yarattığı risklerin şimdilik çok ciddiye alınmamasına neden olmaktadır. Konu ciddiye alındığında, olağanüstü bir sorunla karşı karşıyayız demektir.

Geçmiş dönemlerde döviz rezervlerinin büyüklüğü bu çeşit riskleri azaltan bir etkendi. Devir değişti. Artık, döviz rezervleri bu çeşit risklerin azaltılmasında kullandırılmıyor. Buna da ‘dalgalı kur rejimi’ diyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları