YAKIN tarihimizin üzerinde en zor anlaşmaya varılan konularından biri çok fakir Afrika ülkelerinin uluslararası kuruluşlara olan dış borçlarının silinmesi oldu.
Yaklaşık yirmi yıl önce konu gündeme taşınmaya başladı. Son yirmi yıldır bu konu üzerinde gelişmiş ülkeler ve uluslararası kuruluşlar kafa yordu. Analaşma bir türlü sağlanamadı. Herkesi tatmin edecek bir çözüm bulunamadı.
Dünkü Hürriyet’te de verildiği gibi, G-7 ülkeleri nihayet bir anlaşmaya vardılar. Bir anlamda, Avrupa, Amerika’yı ikna etti. Bir başka açıdan da, Amerika, Avrupa’yı ikna etti. Anlaşmazlığın temeli Avrupa ile Amerika’nın konuya farklı açılardan yaklaşmalarıydı. İngiltere, her zaman olduğu gibi, tarafları uzlaştıran taraf oldu.
TAVUK-YUMURTA SORUNU
Afrika’nın çok fakir ülkelerinin 40 milyar dolar civarındaki borçları silinecek. İleride bu toplam 45 milyar dolara kadar çıkabilir. Yapılan tahminler biriken borçların önemli bir bölümünün fakir ülkelerdeki diktatörlerin ceplerine gittiği yönünde. Dolayısıyla, eski diktatörlerin cebe attıkları paraların yeni nesiller tarafından ödenmeye çalışılması bu ülkelerde fakirliği daha da artıran bir etken oldu.
Tartışmaların bir boyutu borç silinmesinin bu ülkeleri daha fazla tembelliğe itebileceğine odaklanıyordu. Diğer taraftan, zaten fakir olan bu ülkelerin ağır borç yükü altında kalkınma hamlesini başlatamamaları söz konusuydu. Uzun süre, bu ülkelerdeki yolsuzluk sorununun kabul edilebilir boyutlara çekilmesi istendi. Bazı ülkelerde başarılı olundu, bazılarında ise yolsuzluklar devam ediyor.
Uzun süre, ‘yolsuzluklar mı fakirliğin derinleşmesine yol açıyor?’ yoksa ‘fakirliğin derinleşmesi mi yolsuzlukların artmasına neden oluyor?’ tartışması yapıldı. Büyük bir olasılıkla, iki önerme de doğruydu. Ama, bir şekilde bu kısır döngüden de çıkılması gerekiyordu. Afrika Kalkınma Bankası ve Dünya Bankası bu konuda küçümsenmeyecek çalışmalar yaptılar.
Genelde, Afrika’nın çok fakir ülkelerinde yolsuzlukların eskiye göre azaldığı iddia edilebilir. Ama, dünya ortalamalarına göre, bu ülkelerde yolsuzluklar hala oldukça fazla. Gelişmiş ülkelerde, Afrika’nın çok borçlu ve çok fakir ülkelerinde dış borçların silinmesi yeni yolsuzlukların yapılabilmesine olanak sağlayabilir korkusu var. İşin maliyeti de konunun bir başka boyutu.
ZOR PROJE
Borçların silinmesinin faturasını gelişmiş ülkeler ödeyecekler. Tahminlere göre, borç silinmesinin yıllık maliyeti 2 milyar dolar civarında olacak. Bu alanda en büyük pay Avrupa ve Amerika’ya düşüyor. Afrika Kalkınma Bankası, Dünya Bankası ve IMF koordinatör görevi üstlenecekler. IMF bu ülkelerde uygulanacak ekonomi politikalarını oluşturup izleyecek.
Afrika Yatırım Bankası ve Dünya Bankası yapısal uyum projelerine ağırlık verecekler. Hukuki yapıyı oluşturup yerine oturtmaya çalışacaklar. Çeşitli sektör kredileriyle Afrika’nın çok fakir ülkelerinde ekonomik kalkınmayı hızlandırma yönünde çalışacaklar. Yeni finansman olanaklarının sağlanıp sağlanmayacağı ise henüz kesinlik kazanmış değil.
Küresel düzeyde refahın artması ve fakirliğin azalması yönünde önemli bir adım atılmıştır. Kısır tartışmalar nedeniyle belki biraz geç de kalınmıştır. Yine de, yoksulluktan kaynaklanan küresel sorunların aşılması açısından küçümsenmeyecek bir gelişme başlamıştır.
Bundan sonraki aşama, çok fakir Afrika ülkelerinin bir daha borç silinmesini zorunlu kılacak duruma düşmelerini önleyecek yapısal dönüşüme sağlayabilmek olacaktır. Proje, kısa sürede tamamlanabilecek kadar kolay bir proje değildir.