Siyasi ve ekonomik belirsizlikler de bono faizleri artışında önemliydi.
IMF ile ilişkilerdeki belirsizlikler olumlu olmadı.
Merkez Bankası geçen yılın eylül ayında enflasyon görünümü çok iyi diye para politikası faizlerini düşürmeye başladı.
O dönemde Merkez Bankası bu yılın sonunda enflasyonun hedeflenen yüzde 4’ün altına dahi düşebileceği tahminleri yapıyordu.
Yaklaşık iki yıl vadeli gösterge diye tanımlanan Hazine bonosu faizi yüzde 16 civarına kadar düştü.
Ama meğerse, gerçek resim çok farklıymış.
Merkez Bankası faizleri düşürürken, farklı dinamiklerle Hazine bonosu faizleri artma eğilimine girdi.
Yılın başında Merkez Bankası tahminlerini yukarı yönde güncelledi.
Geçen ay, tahminler bir kez daha yukarı yönde güncellendi.
Bu süreçte, Hazine bonosu faizleri artmaya devam etti.
Gelinen noktada, önümüzdeki üç yıl için enflasyon hedefini yukarı çeken Merkez Bankası para politikası faizlerini artırma eğiliminde olduğu sinyalini verdi.
Hazine bonosu faizleri artmaya devam etti.
Gösterge Hazine bonosu faizi yüzde 22 civarına geldi.
2006 yılından bu yana bazı dönemlerde ufak oynamaların dışında, ilk kez Hazine bonosu faizlerindeki artışlar mevduat faizleri üzerine de bu denli baskı yapmaya başladı.
Mevduat faizleri de kaçınılmaz olarak sessiz sedasız artma eğilimine girdi.
Bankalarla iyi pazarlık edebilen müşteriler dahi hazine bonosundan mevduata göre daha iyi getiri alabilme durumuna geldi.
Mevduat faizleri üzerine baskı önümüzdeki dönemde daha da artacak gibi görünüyor.
KONUMU DEĞİŞİYOR
Bozulan enflasyon görünümü karşısında enflasyonla mücadelede çok ciddi olduğunu göstermek için önümüzdeki dönemde Merkez Bankası para politikası faizlerini daha da fazla artıracak gibi görüyor.
Dış şartlar ve iç siyasetteki gelişmelerden etkilense de, para politikası faizlerinin artması Hazine bonosu ve mevduat faizleri üzerine de baskı yapacak.
Faizlerde toplu bir artış söz konusu olabilecek.
Geçmişte yüksek faizlerden şikayet ediliyordu.
Önümüzdeki dönem geçmişte şikayet ettiğimiz dönemi arar hale gelebileceğiz.
Şartlar olumluya döndüğünde ise orta-uzun vadeli faizlerle enflasyon beklentilerini yönlendirebilme açısından Merkez Bankası önemli bir avantaj elde edebilecektir.
Çok uzun süredir piyasadan borçlanma durumunda olan Merkez Bankası son dönemde piyasaya borç veren bir merkez bankası konumuna geldi.
İlerisi için bu konum piyasaları yönlendirebilme açısından önemli bir avantajdır.
Kısa dönemde ise Merkez Bankası’nın politika faizlerindeki değişmelerin "açıklama etkisi" daha fazla olacaktır.