Enflasyonun günahları

ENFLASYONUN Türkiye ekonomisine çok ciddi tahribatlar yaptığı aşikardır. Gelir dağılımı bozulmuştur. Üretimde verimlilik düşmüştür.

Ürerim potansiyeli tam olarak devreye sokulamamıştır. Ekonomik beklentiler çarpıtılmıştır.

Enflasyonun verdiği zararları rakamsallaştırmak o denli kolay bir iş değildir. ‘Enflasyon olmasaydı, şimdi nerede olurduk?’ sorusunun yanıtı o denli kolay verilemez. Şimdi sahip olunan bir çok şey de enflasyon sayesinde gerçekleşmiştir. Bazen, göreli fiyatların değişmesine dayanan yapısal değişikliklerin enflasyon ortamında daha çabuk gerçekleştiğini kabul etmek gerekir.

SORULAR

Enflasyonu yaratan nedenlere bakarak bazı çıkarımlar yapabiliriz. Bonkörce verilen teşvikler
olmasaydı, acaba sanayimiz bu durumda olur muydu? Enflasyon yüzde 50’lerdeyken, Merkez Bankası yüzde 20’den sekiz yıl vadeli krediler vermeseydi, Akdeniz kıyısında kaç tane tatil köyü olurdu? Onca teşvike rağmen, çoğu tatil köyü batıp el değiştirmedi mi? Kredi aldıkları diğer bankaların üzerine yıkılmadılar mı?

Emeklilik yaşını düşürmeyip çalışan emeklilere maaş bağlamasaydık, acaba ne olurdu? Çalışanlardan yapılan emeklilik kesintilerini artırmayıp emekli maaşlarını artırarak halka kıyak geçiyor görüntüsü verilmeseydi ne olacaktı?

Enflasyonla beraber herkes fiyatlarını artırabilme lüksüne sahip olmasaydı, ekonomik durum ne olurdu? Devlet istihdam deposu olarak kullanılmasaydı, işsizlik ne olurdu? Kamu İktisadi Teşebbüsleri zarar etme pahasına ürünlerini ucuz tutmasaydı, özel sektör üretimi ne denli karlı olurdu?

Tarım sektöründe devlet ürünü çiftçiden dünya piyasasının iki katı fiyattan alıp bazı yıllar zararına ihraç etmez durumunda olmasaydı, tarım kesiminin geliri hangi düzeyde olurdu? Tohumu ve mazotu devlet köylüye ucuza vermeseydi, tarım üretimi hangi düzeyde olurdu?

Otoyollar yapılmamış olsaydı, Atatürk Barajı’na başlanmamış olsaydı, ticaret, enerji üretimi ve inşaat sektörü ne durumda olurdu? Sanayici olmaya çalışan kesimlere banka kurdurulmasaydı, o kesimlerin sanayi şirketleri olacak mıydı? O şirketler istihdam sağlayabilecekler miydi?

Bütün bunları yaparak enflasyon yarattık. Sonuç, devletin borcu devlet gelirlerini katladı. Hatta, devletin borcu tüm ülkenin gelirine eşit hale geldi. Enflasyon yüzde 100’lere fırladı. Sanki, devlet bizim dışımızda, bizimle alakası olmayan bir kurummuş gibi, devletten yeni yardımlar talep etmeye devam ettik. Hala da devam ediyoruz. Hangi sektör söz alsa, devlet teşvikinin gerekliliğin den söz etmiyor mu?

SONUÇLAR

Gelinen noktada enflasyon içinde yaşayabilmenin olanağı kalmadı
. Deniz bitti. Denizin bitmesi geçmişte çeşitli yollarla kıyak geçen devletin hüviyet değiştirmesiyle çok daha görünür hale geldi.

Devlet artık avanta dağıtamıyor, aksine çeşitli yollardan vergileri artırarak geçmişte verdiği avantaları geri almak durumunda kalıyor. Tek farkla. Kıyak geçilen kesimler farklıydı, şimdi vergi ödemek durumunda olanlar genelde toplumun farklı kesimleridir.

Bütün bunlara rağmen, enflasyonsuz yaşayamayacak kesimler Türkiye’de hala mevcuttur. Enflasyonun düşürülmesi bir slogan haline gelmiştir. Ama, enflasyonun düşmesinin sonucundan memnun olacakların sayısı Türkiye’de hala çok azdır.

Devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları