Enflasyonsuz yaşamak zorlaşıyor

ENFLASYON düşüyor. Azalarak da olsa, ekonomi büyümeye devam ediyor. Ama, ekonomik birimlerin şikayetleri giderek artıyor. Toplumun her kesiminden hükümetin bir şeyler yapması konusunda talepler yağıyor.

Bugünkü dengeleri bozmadan hükümetin fazla bir şey yapabilmesi mümkün görünmüyor. Toplumun çeşitli kesimlerinin dileklerinin yerine getirilmesi ya bugünkü dengeleri alt-üst edecektir ya da daha fazla doğrudan ve dolaylı vergiler alınacaktır. Bu seçeneğin dahi uygulama alanı oldukça kısılmıştır.

Yüksek enflasyondan düşük enflasyona geçiş sürecinin zorluklarını şimdi çok daha yoğun yaşıyoruz. Şimdiye kadar ekonomik büyüme topluma yansımadı diye şikayet ediyorduk. Bundan sonra, büyüme de düşük, işsizlik daha da fazla, kepenkler kapanıyor, hükümet devlet mallarını satıp bize bir şey koklatmıyor diye şikayet edebileceğiz.

ŞİKAYETLER

Çeşitli meslek kuruluşlarının
idarecilerinin son günlerdeki demeçleri bir hayli ilginç hale geldi. Çoğunun özeti ‘biz bu enflasyonla yaşayamıyoruz’ yönündedir.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı ‘hükümet nefes alacak delikler açmalı’ diyor. Hükümetin elinde hangi delikleri açma olanakları var ki, arzu edilen delikler açılabilsin? Açılan deliklerden su girip boğulma olasılığı çok fazladır.

Memurlar gelecek sene başında ‘seyyanen 500 YTL civarında maaş artışı’ talep ediyorlar. Üzerine de normal altı aylık zam talepleri var. Memurlar taleplerinde haklı olabilirler. Ama, ‘bütçede olanak yok mazeret değildir’ yönünde çıkışlar yüksek enflasyon dönemlerine yüzde 40’lara varan altı aylık zamlar alan kamu kesimi çalışanlarının alışkanlıklarını değiştirmediklerini gösteriyor.

Bir ihracatçı birliği yöneticisi ‘devalüasyon olursa zil takıp oynayacağım’ anlamına gelen bir demeç veriyor. O da ihracatçıların hissiyatını dile getiriyor. Söyledikleri, gerçekten böyle istemese de, ‘bir kriz çıksa da, paramızın değeri düşse’ anlamına geliyor. Kriz çıkarsa, bütün dengeler aynı mı kalacaktır?

ÇABUK PES ETMEK

Enflasyonla yaşamak uyuşturucu ile yaşamak gibi bir şeydir
. Uyuşturucu ile kullanıcı nasıl sanal bir alemde mutlu olduğunu sanıyorsa, enflasyonla da toplum ekonomik yaşamanın kolaylaştığını düşünüyor. Bir süre sonra uyuşturucunun sağladığı sanal alemde yaşamak mümkün olmadığı gibi, enflasyonla yaşamak da mümkün değildir. İşte, biz bu noktaya gelmiştik. Şimdi, yeniden eski günleri özlüyoruz.

‘Alkolik, artık alkol içmese de, alkoliktir’ derler. Yüksek enflasyon yaşamış toplumlar da, artık düşük enflasyonla yaşasalar da, daima enflasyon özlemi duyacaklardır. Bu nedenle, daima gözlem altında tutulmamız gerekmektedir. Hükümetler güçlü ve kararlı olmalıdır. Merkez Bankası üzerine gelecek baskılara aldırmamalıdır. Aksi taktirde, geriye dönüş çok çabuk olabilecektir.

Bu hükümet IMF ile bir standby programını başarıyla tamamlayan sayılı hükümetlerden biriydi. Yeni standby programının daha birinci gözden geçirmesini tamamlamayarak programa başlayamayan ilk ve tek hükümet de olabilir. Böyle bir durum geriye dönüşü kolaylaştıracaktır.

Özellikle, ‘erken seçim’ gibi bir olgunun gündeme gelmesi hükümetin çeşitli toplum kesimlerinden gelecek taleplere karşı elini zayıflatacağından, ekonomik riskleri çok daha fazla artıracaktır.

Düşük enflasyonla yaşamak, düşük enflasyonla yaşamayı öğrendiğimiz anlamına gelmiyor. Bu kültürü edinmek on yıllar sürüyor. Biz, taleplerimizle ve söylevlerimizle çok çabuk pes etmek istediğimiz izlenimi veriyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları