Enflasyonla mücadelede stratejiler

ENFLASYONLA mücadelede para politikasının önemi yadsınamaz. Ama, kalıcı fiyat istikrarının tesisi için dönemsel olarak para politikası kadar, hatta daha da önemli unsurlar olabilir. Bunlardan biri de kamu kuruluşlarının ürettiği mal ve hizmetlerde fiyatlandırma davranışıdır.

Eskiden kalma bir alışkanlığımız var. Kamu sektörü elinden geldiğince fiyat ayarlamaları yapmaktan kaçınır. Gerekli fiyat ayarlaması yapmayarak enflasyon yaratmadığını, hatta enflasyonu kontrol ettiğini düşünür. Zararlar birikir.

Zararlar banka borçlanmaları ile finanse ediliyorsa, borçların faiziyle beraber kurumun borçluluğu hızla artar. Zararlar Hazine tarafından finanse ediliyorsa, bu kez Hazine’nin borçlanma ihtiyacı artar. Sonuçta, fiyat ayarlamaları yapmayarak kamunun tek yapabildiği borçluluğunu artırmaktır. Bıçak kemiğe dayandığında, yüklüce zamlar yapılır. Zararlar hafifletilir. Enflasyon fırlar. Hiçbir açıdan buna strateji denemez.

BİRİKTİRME ÇÖZÜM DEĞİL

Elektrik fiyatlarında 2002 yılından bu yılın başına kadar bir ayarlama yapılmamıştı. Yapılan hesaplamalara göre, elektrik kullanıcılarına bu yolla on milyarlarca YTL kaynak transferi yapıldı. Aktarılan kaynak nereden bulundu?

Elektrik sektöründeki kamu kurumları ya doğrudan borçlandılar ya da Hazine’den yardım aldılar. Nasıl finanse edilirse edilsin, devletin borçluluğu elektrik kullananlara aktarılan kaynak kadar arttı. Bıçak kemiğe dayandı. Yılbaşında elektrik fiyatları yüzde 20 civarında artırıldı. Yetmedi. Şimdi, elektrik fiyatının yeniden yüzde 10’un üzerinde artırılacağı konuşuluyor.

Zam yapmayarak, zam yapmanın olumsuz iktisadi etkileri azaltılamıyor. Aksine, zam yapmamanın maliyeti daha ileride katlanarak karşımıza çıkıyor. Olumsuzlukları asgariye indirmek için iki önemli unsuru bir arada düşünmek zorundayız.

Birincisi, gerekli fiyat ayarlamalarını biriktirip topluca zam yapmaktan kaçınmalıyız. Gerekli fiyat ayarlamalarını zamana yayarak gerçekleştirmeliyiz. Örneğin, elektrikte fiyat ayarlamasını bu yılbaşı değil de, 2003 yılından bu yana küçük miktarlarda yapmış olsaydık, hem milyarlarca YTL kaynak aktarımı söz konusu olmayacaktı, hem de 2008 yılı enflasyonu bu denli olumsuz etkilenmeyecekti.

ZAM İHTİYACI DUYMAMAK ÇÖZÜM

Enflasyonla hafızası çok uzun zamana dayanan ekonomilerde enflasyon beklentilerinin gerçekleşen enflasyon üzerindeki etkisi çok daha güçlü oluyor. Gerçekleşen enflasyonun enflasyon beklentilerini şekillendirmede de önemi küçümsenemez. Toplu zamlar yaparak gerçekleşen enflasyonu zıplatmak enflasyon beklentilerini de bozuyor. İlerideki enflasyon gerçekleşmelerini de esir alıyor.

Kamu sektörü toplu zam yapma adetinden vazgeçmelidir. Ama, daha da önemlisi, kamu sektörü ortalama enflasyonun üzerinde zam yapma ihtiyacı içinden kurtulmalıdır. İktisadi verimliliğe önem vermelidir. İstihdam politikasını verimlilik üzerine oluşturmalıdır. Üretim teknolojilerini aynı bakış açısıyla gözden geçirmelidir.

Esas olan, zam yapmamak değil, zarar üretmeden zam yapmak zorunda kalmamaktır. Kalıcı fiyat istikrarı için uygulamamız gereken stratejilerden biri budur.
Yazarın Tüm Yazıları