TÜM dünyada enflasyon artıyor. Ama, bizde daha hızlı artıyor. Bunun bir nedeni olmalı. Karşılaştığımız tüm olumsuzlukları dışsal etkenlere bağlayamayız.
Geçenlerde, uluslararası bir gazete "Güney Kore’de enflasyon patladı" diye bir başlık attı.
Yazının içini okuduğunuzda, Güney Kore’de enflasyonun yıllık yüzde 4.9’a geldiğini öğreniyorsunuz.
Aynı dönemde bizde enflasyon yüzde 10.7 oldu.
Onlar da, biz de aynı petrol fiyatları ile karşı karşıyayız.
Onlar da, biz de aynı gıda fiyatları enflasyonu ile mücadele ediyoruz.
Ama, bizde enflasyon onlarınkinin iki katından fazla.
Demek ki, bizde onlardan daha fazla olumsuzluklar var.
Nedenleri içsel olmalı.
YENİ HEDEF
Enflasyon hedeflemesi politikası ilk üç yılında başarısız oldu.
Bu dönemde dış şartların olumlu olduğu söylenemez.
Ama, dış şartlar enflasyonla mücadeleye yardım etmiyorsa (hatta köstek oluyorsa), iç şartların enflasyonla mücadeleye yönelik olarak olumlu olması için daha fazla çaba harcanmalıydı.
Yapılmadı.
Enflasyonu tek haneye indirmek zafer olarak algılandı.
Erken ilan edilen zaferin geçici olacağı göz ardı edildi.
Etkileri çok kısa sürede yok edilemeyecek bazı sorunlar yaratıldı.
"Enflasyon hedeflemesi" politikası itibar kaybetti.
Enflasyonu hedeflemenin ekonomik birimlerin enflasyon beklentilerini yönlendirebilmesi işlevi çok büyük ölçüde sakatlandı.
Önümüzdeki dönem bunun sıkıntılarını yoğun bir biçimde yaşayacağız.
"Zararın neresinden dönülse kárdır" yaklaşımıyla önümüzdeki üç yıl için enflasyon hedefi değiştirildi.
Doğru yapıldı.
Gelecek yıl için tespit edilen yıllık yüzde 7.5 enflasyon hedefi makul görünüyor.
Ama, 2010 ve 2011 yılları için hedeflenen her yıl bir puanlık enflasyon düşüşü iddialı olmaktan çok uzak. İddialı olmayan hedefleme, beklentileri yönlendirme gücü olabilecek hedefleme olmayabilecektir.
ŞARTLAR DAHA KÖTÜ
Mayıs ayı itibariyle yıllık tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 10.7 olurken, ilk beş aydaki fiyat artışları 6.4 oldu.
Büyük bir olasılıkla, gelecek yılın tümü için hedeflenen enflasyon bu yıl ilk altı ayda gerçekleşmiş olacak.
Bu açıdan, gelecek yılın enflasyon hedefi iddialı sayılabilir.
Tutturulabildiği takdirde, para politikasına küçümsenmeyecek bir itibar kazandırabilir.
Yani, hedeflemenin enflasyon beklentilerini yönlendirebilme işlevi bir ölçüde yeniden oluşturulabilir.
Yılın ikinci yarısında enflasyon görünümünü bozabilecek bir dizi gelişmeler olabilecektir.
Dış şartlardaki olumsuzlukların devam etmesi, hatta daha da bozulması olasılığı bir yana, yeniden gündeme gelen elektrik ve doğal gazda fiyat ayarlamaları zaten bozulan enflasyon görünümünü daha da bozabilecektir.
Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla daha da bozulması hedeflenen kamu finansman dengesinin enflasyon üzerinde oluşturacağı olumsuzluklar daha da görünür bir hale gelecektir.
Kısacası, bu yılı, gelecek yılın sonu için hedeflenen enflasyonun oldukça uzağında bitireceğiz.
Bu açıdan bakıldığında, gelecek yılın enflasyon hedefi, yükseltildiği halde, tutturulabilmesi için ciddi bir çabaya ihtiyaç gösteren bir hedef gibi görünmektedir.
Enflasyonla mücadelede yeni bir başlangıç söz konusudur.
Başlangıç şartları, açık enflasyon hedeflemesi politikasının başladığı 2006 yılının başından çok daha kötüdür.
Hedef daha yüksek olsa da, hedefe varmak için gerekecek çaba daha fazladır.
Bunun anlamı para politikasının giderek sıkılaşması, maliye politikalarında ciddi bir disiplinin tesis edilmesidir.
Gelecek yılın ilk çeyreğine kadar bu yönde çaba harcandığı ekonomik birimlerce gözlenemiyorsa, yeni başlangıç başlamadan bitmiş olacaktır.
Bu yılın ikinci yarısı bu açıdan hayati bir önem taşımaktadır.