EYLÜL ayında tüketici fiyatları bir önceki aya göre yüzde 0.45 arttı. Üretici fiyatları aynı dönemde yüzde 0.9 düştü. Bu rakamlar bu endekslerdeki son yıllarda eylül aylarında gözlenen en olumlu gelişmelere işaret ediyor.
Bir önceki yılın eylül ayına göre, yıllık tüketici fiyatları enflasyonu yüzde 11.1’e geriledi. Üretici fiyatları enflasyonu da yüzde 12.5 oldu. Enflasyon hala çift hanelerde. Büyük bir olasılıkla, tüketici fiyatları enflasyonu yıl sonunda da bu düzeylerde olacak. Dolayısıyla, enflasyonla mücadelede mutlak bir başarıdan söz edemeyiz. Ama, son aylarda enflasyonda geçmişe göre bir yumuşama olduğunu söyleyebiliriz.
OLUMLU ETKİLER
Enflasyondaki yumuşamanın ardında birkaç önemli etken var. Birincisi, yılın ilk yarısında Merkez Bankası’nın kısa vadeli faizleri artırmasının enflasyon üzerinde olumlu etkilerini görüyoruz. Aynı dönemde uluslararası piyasaların karışmasıyla Hazine faizlerinin de düşmemesi, hatta daha da artması faizlerden fiyatlara giden yolu güçlendirdi. İç talep büyümesi bir ölçüde dizginlendi.
İç talep büyümesinde belli bir yavaşlama gözleniyor. Milli gelir verileri bu yönde işaretler verdi. İthalat verileri de iç talepte son aylarda bir yavaşlamanın söz konusu olabileceğini gösteriyor.
Eylül ayında sepet bazında ortalama döviz kurları yüzde 2.5 arttı. Ama, nisan ayından eylül ayına kadar ortalama döviz kurları nominal olarak yüzde 9.7 düştü. Nisan-ağustos döneminde döviz kurlarındaki düşüş yüzde 12’ye varmıştı. Dolayısıyla, döviz kurlarından fiyatlara belli bir zaman farkıyla olumlu bir etki söz konusu oldu. Üretici fiyatlarında bu olumlu etki daha güçlü göründü. Daha az da olsa, tüketici fiyatları da düşen döviz kurlarından olumlu etkilendi.
Petrol fiyatlarının düşme eğiliminde olması ve gıda fiyatlarındaki artışlarda yumuşama da ölçülen ortalama enflasyona olumlu katkılar yaptılar.
RİSKLER
Şimdi önemli olan enflasyonda ileriye dönük eğilimlerin ne yönde gelişeceği. Son aylarda gözlenen enflasyon üzerindeki bazı olumlu etkenlerin önümüzdeki dönemde de devam etmesi beklenebilir. Örneğin, iç talepte yavaşlama devam edecek gibi görünüyor. Elektrik fiyatlarının artırılması dışında, petrol fiyatlarının kısa dönemde artması söz konusu olmayabilir. Gıda fiyatlarında da göreli bir istikrar söz konusu olabilir.
Enflasyon üzerinde ileriye dönük en önemli risk döviz kurlarındaki olası olumsuz gelişmeler olacak gibi görünüyor. Uluslararası piyasaların karışması, gelişmiş ülkelerde kredi piyasasının durma noktasına gelmiş olması ve durgunluğun uluslararası piyasalara da yansıma eğiliminde olması döviz kurları üzerinde belli bir baskı yapabilir. Eylül ayında döviz kurları ortalama yüzde 2.5 artarken, artışın önümüzdeki dönemde de artmaya devam etmesi küçük bir olasılık değil.
Kredi sıkışması önümüzdeki dönemde Türkiye’de yaşanabilir. Bir arz sorunu (arz yönlü şok) ile karşı karşıya kalabiliriz. O takdirde, enflasyonda son aylarda yaşanan göreli yumuşama büyük ölçüde tersine dönebilecektir. Bu arada, Merkez Bankası’nın alacağı tutum, özellikle "haber değeri" açısından beklentileri şekillendirecek bir başka unsur olacaktır.
Not: Dünkü yazımda Dünya Bankası iktisatçılarından Aslı Demirgüç-Kunt’un adı yanlışlıkla Ayşegül olarak yazıldı. Kendisinden ve sizlerden özür dilerim.