MECBURİ emeklilik programları uzun dönemde demografik değişmelere paralel olarak batmaya mahkumdur dersek, abartılı olmaz.
Nüfus yaşlandıkça, emeklilerin sayısı çalışanlara göre arttıkça, devlet tarafından idare edilen çalışanların emeklileri besleme ilkesine dayanan mecburi emeklilik programları devletin üstüne yıkılmaya mecbur kalırlar.
İsteğe bağlı emeklilik programlarında (Türkiye’de bireysel emeklilik deniyor) ise herkesin parası kendi hesabında tutulduğundan, sistemin başkalarının üzerine yıkılması diye bir şey söz konusu değildir. Bu sistemde, çalışırken çok katkı yapan, emekli olduğunda da çok gelir sağlar.
Bir çok ülkede, çalışanların emeklileri besleme ilkesine dayanan mecburi emeklilik programları yürürlüktedir. İşletmesi kolaydır. Başta büyük fonlar birikiyormuş gibi görünür. Yirmi yıl içinde sıkıntıların başlayacağı sinyalleri gelmeye başlar. Bu sistemin uygulandığı bütün ülkelerde, bizde olduğu gibi, bütçe sosyal güvenlik sistemine çalışır.
TEŞVİKLER
Bireysel emeklilik programları, kendi içinde tutarlı olsa da, ekonomiye küçümsenmeyecek uzun vadeli kaynak yaratsa da, sisteme insan çekmekte zorlanmaktadır. Özellikle Türkiye gibi nüfusun ortalama yaşının 30’un altında olduğu ülkelerde, genç nüfus emekliliği düşünmemekte, emeklilik için bugünden tasarruf yapmayı gereksiz bulmaktadır. Enflasyon bu görüşü daha da güçlendirmektedir.
Emeklilik kaygıları çoğunlukla yaş elliye dayandığında başlamaktadır. O aşamada bireysel emeklilik programlarına girmek çekici olmaktadır. Ama, çalışılacak sürenin azalması nedeniyle, emeklilikte tatmin edici maaş almak için bugünkü tasarruf miktarının da göreli olarak daha çok olması gerekmektedir. Yani, geç kalındığında, makul bir gelir düzeyi için gerekli tasarruf miktarı programın çekiciliğini önlemektedir.
O halde, bireysel emeklilik programlarının insanın çalışma hayatının başında, ama emekliliğin hiç de düşünülmediği zaman başlatılması sistemi çok daha işlevsel yapacaktır. Dolayısıyla, insanları bireysel emekliliğe yönlendirecek bir teşvikin olması şarttır. Bu teşvik mekanizmasının iki bacağı olmalıdır: devlet ve işverenler.
Devlet bireysel emeklilik programlarını vergi muafiyeti yoluyla destekleyebilir. Şahıslar adına fonlar biriktikçe ödenen primler vergi dışı kalabilir. Biriken fonlardan elde edilen gelirler vergi dışı tutulabilir. Fondan çekiş oldukça vergi tahakkuku başlayabilir. Devlet zaman içinde mecburi emeklilik programları yanında bireysel emeklilik programlarını da mecbur kılabilir.
İŞVEREN KATKISI
İşverenlerin vereceği teşvik işin en önemli kısmıdır. Artık verilen ücretler brüt üzerinden konuşulmalı ve brüt ücret bireysel emeklilik için işverenin yapacağı katkıyı da içermelidir. Ancak, işveren, ancak çalışan da katkı yapıyorsa, çalışanın adına bireysel emeklilik programına katkı yapmalıdır. İşverenin katkılarının kullanımı bazı şartlara tabi olmalıdır.
Çalışanın katkı yapmadığı zaman işverenin de katkı yapmaması çalışan adına çok ciddi bir gelir kaybıdır. Genç yaşlarda insanlara emekliliği düşündüreceksek, tasarruf eğilimlerini en geniş anlamda yeniden yapılandırmak zorunlu olmaktadır. Bireysel emeklilik sisteminin başarıyla uygulandığı birçok ülkede durum böyle olmuştur.