Elini veren kolunu kurtaramıyor

GELİŞMİŞ ülkelerdeki çalkantı durulmak bilmiyor. Merkez bankaları likidite ve güven krizlerini aşabilmek için faizleri indirmeye devam ederken, trilyonlarca doları da piyasaya sürdüler.

Devletler finans kurumlarının mali durumlarını düzeltmek ve sisteme olan güveni artırmak için milyarlarca dolarlık programlar açıklayıp sermaye katkıları yapıyorlar.

Uygulamaya konan her yeni girişim, yeni ihtiyaçları ve farklı girişimleri doğuruyor. Sürecin nerede ve nasıl biteceğini kimse bilmiyor. Bu arada, para politikası giderek gevşiyor. Bütçe açıkları astronomik rakamlara ulaşıyor.

HERKES SIRADA

Finans kurumlarındaki kötü varlıkların alımı için Amerikan Kongresi’nin İdare’ye verdiği 750 milyar dolarlık ek harcama yetkisinin bir bölümü finans kurumlarına devletin ortak olması için harcanmasına dönüştü. Amerikan Hazinesi dokuz büyük bankaya sermaye katkısı yaptı. Bazılarına bu katkıyı zorla yaptığı izlenimi de doğdu. Çünkü, devletten katkı istemek durumun bozukluğunun ilanı olarak düşünüldü.

Amerika’da dokuz büyük bankayla sular durulmadı. Sayıları bini aşan bölgesel bankalar da devletten sermaye katkısı istemeye başladılar. İlk etapta, son rakamlara göre, 18 bölgesel bankaya da 35 milyar dolara varan sermaye katkısı yapılmasına karar verildi. Daha sırada çok var. Doğal olarak bu uygulama da sorunlar yaratıyor. Sermaye katkısı alan bankaların artık devlet tarafından batmalarına izin verilmeyeceği biliniyor. Durumları iyi de olsa, devletten sermaye katkısı almayan bankalar için "acaba batar mı?" sorusu güncelliğini koruyacak gibi görünüyor. Dolayısıyla, sırada daha çok bankanın olabileceği konuşuluyor.

Bankalarla da sorun bitmiyor. Şimdi, sigorta şirketleri devletten sermaye katkısı istemeye başladı. En büyük sigorta şirketine zaten 130 milyar dolar civarında likidite kolaylığı sağlanmıştı. O da yetmedi. Program daha da genişletildi. Diğer sigorta şirketleri de sırada. Devletten katkı bekliyorlar.

Sıra reel sektör şirketlerine de geldi. Otomobil endüstrisinin yakıt tasarrufu sağlayan otomobil modellerine yatırım yapabilmesi için sağlanan 25’er milyar dolarlık yardım yetmedi. Batabileceği konuşulan iki otomobil şirketinin birleşmesi gündemde. Birleşmek için onlar da devletten katkı bekliyorlar. Geleceklerini garanti altına almak için onlar da devletin kendilerine ortak olmasını arzu ediyorlar. GM tüketici finansman şirketini bankaya dönüştürerek Amerikan Merkez Bankası’ndan (FED) destek almanın planlarını yapıyor.

TORTU KALACAK

Merkez bankaları için de durum farklı değil. Merkez bankalarının her faiz indirimi bir sonraki faiz indirimi olasılığını artırıyor. FED faizleri indirmeye deva edeceğine kesin gözü ile bakılıyor. Avrupa Merkez Bankası’ndan da aynı yönde sinyal alındı.

Aksi söylense de, para politikası da, maliye politikaları da kısa dönemde fiyat istikrarı ve ekonomik büyüme kaygılarından uzaklaştı. Bu ortamda, faizler ne derece düşük olursa olsun, devlet ne kadar harcama yaparsa yapsın, kısa dönemde iç talebin artması çok olası değil. Düşen hammadde fiyatları da göz önüne alınırsa, enflasyon şu anda bir tehdit olarak görülmüyor. Asıl zorluk, finans piyasalarında "korku" geçip normalleşme olduktan sonra başlayacak.

Merkez bankaları şimdi bastıkları paraları işler düzelince belki hızla geri çekebilecekler. Ama, devletin şimdi vermeye başladığı bütçe açıkları uzun dönem devam edecek. Kısacası, gelişmiş ülkelerdeki kriz bir gün elbette bitecek, ama tortuları uzun süre bizlerle beraber olacak. Pazar günü devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları