MAKRO ekonomik ve demografik şartlar Türkiye’de işsizlik sorununun uzun süre devam edeceği yönünde işaretler vermektedir.
Bir yanda, üretimdeki verimlilik artışı istihdam olanaklarını kısmaktadır. Diğer yanda, nüfus artışı yüzde 2’nin arlına düştüğü halde, çalışabilir nüfus yılda yüzde 3’e yakın artmaktadır.
Bu şartlarda, emek piyasasının esnek olması çok daha da önemli hale gelmektedir. Emek piyasasında çalışabilirler arasında kıyasıya rekabet yaşanırken, işten çıkarmanın zorlaştırılması istihdam olanaklarını da tıkamaktadır. İşten çıkarma zorlaşınca, işe girme de zorlaşmaktadır. Yapısal bir sorun yaratılmaktadır.
KANDIRIYORUZ
İstihdam piyasasındaki zorluklar eğitim sistemimizden de kaynaklanmaktadır. Herkesi üniversite mezunu yapmayı hedefleyen bir eğitim sistemimiz söz konusudur. O nedenle, ilkokul açar gibi, üniversiteler açtık. Halbuki, üniversite çok pahalı bir uğraştır.
Gerekli parayı harcayıp insan gücü ve araç-gereçler açısından belli bir kaliteyi tutturamadığınızda, üniversite eğitiminin lise eğitiminin üzerine verebileceği fazla bir şey kalmamaktadır. Maalesef, çok sayıdaki üniversitelerimiz bu durumdadır. Hatta, eskilerin de durumu kötüleşmektedir. Paramız yoktur, ama para yutan bir uğraş olan üniversite açmaktan hiç geri kalmadık. Üniversite açmayı bina tahsis etmeyle eş tuttuk.
Son yirmi yıldır yaşanan üniversite enflasyonuyla, işverenler, doğal olarak, üniversiteler arasında, mezun olan öğrencinin kalitesine bakmaksızın, ayırımcılık yapmaya başlamışlardır. Belli üniversitelerden mezun olanlar istihdam piyasasında öncelik kazanmışlardır. Halbuki, mezun olunan üniversite istihdam kararında kriterlerden biridir. Bizde, neredeyse tek kriter haline gelmiştir.
Doğru dürüst üniversite eğitimi veremezken, açık öğretim yoluyla da üniversite diploması vermeye başladık. Buradan mezun olanlar kendilerinin üniversite mezunu olduklarını sanıyorlar, ama iş piyasası onları üniversite mezunu olarak görmüyor. Bu açıdan, bu çocuklar kandırılmaktadır. Yanlış yönlendirilmektedir.
Az sayıda eleman alacak bir şirketin gazetede eleman arama ilanı çıktığında, şirketin altından kalkamayacağı sayıda müracaat gelmektedir. Müracaatların yüzde 80-90’ı açık öğretimden mezun olanlardır. Çoğu zaman bu kişiler değerlendirmeye dahi alınmamaktadırlar.
DERİNLEŞEN SORUN
Eğitimde bir kutuplaşma yarattık. Herkesi üniversite mezunu yapmaya çalışırken, ekonominin ihtiyaçlarını görmezden geldik. İyi eğitim veren az sayıdaki üniversitelerimizde ancak en başarını yüzde 1-2’yi okutabiliyoruz. Diğerleri bir anlamda kendi kaderleriyle baş başa bırakılıyor. Bu insanlar iş piyasası tarafından ne lise mezunu ne de üniversite mezunu olarak görülüyorlar.
Böyle bir yapıyla yeni işsizler yaratıyoruz. İşsizlik sorununu daha da içinden çıkılmaz bir hale sokuyoruz.