Dünya ve Türkiye

TÜRKİYE ekonomisindeki temel eğilimlerin birçoğu küresel ekonomideki eğilimlere paralel bir seyir izliyor. Tüm ekonomiler için aşağı yukarı şartlar eşit. Eşit şartlar altında ülkeler arasında bazı farklılıklar gözlenebiliyor. Son dönemde yurt içinde uygulanan ekonomi politikaları daha çok, iyiler arasında daha iyiyi ya da kötüler arasında daha kötüyü belirliyor.

Türkiye’yi diğer gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırmak daha anlamlı. Gelişmekte olan ülkeleri de doğal kaynaklar ihracatçısı ve ithalatçısı olarak ayırmakta yarar var. Doğal kaynakların fiyatlarındaki son yıllardaki hızlı çıkış doğal olarak ihracatçı ülkelerin lehine, ithalatçı ülkelerin aleyhine oldu.

YABANCI SERMAYE AKIMI

Gelişmekte olan ülkelerin çoğunun parası reel olarak değerleniyor. Türk Lirası da değerleniyor. Çünkü, bizim gibi ülkelere rekor düzeyde yabancı sermaye girişi var. Geçen yıl gelişmekte olan ülkelere giden yabancı sermayenin 800 milyar dolara yaklaştığı, bu yıl ise 700 milyar doların üzerinde olacağı tahmin ediliyor.

Yabancı sermaye girişi son yıllarda cari işlemler dengesinden bağımsız bir seyir izledi. Asya’nın gelişmekte olan ülkelerinde, cari işlemler dengesinin fazla vermesiyle, yabancı sermaye girişi döviz rezervi birikimlerini hızlandırdı. Türkiye gibi cari işlemler açığı veren ülkeler açıklarını yabancı sermaye girişi sayesinde kolaylıkla finanse edebildiler. Beklentilerin aksine, son yıllarda cari işlemler açığı olan ülkelere yabancı sermaye girişi hızlandı. Dünyada en fazla cari işlemler açığı veren Avrupa’daki gelişmekte olan ülkeler en fazla yabancı sermayeyi çekiyor ve ileride de çekmesi bekleniyor.

Cari işlemler dengesinde fazla veren ülkelerin paraları, eğer dalgalı kur uygulaması söz konusuysa, diğer ülke paralarına göre çok daha fazla değer kazandı. Türkiye’nin cari işlemler açığı aslında TL’nin reel değer kazanmasını bir ölçüde azaltan bir unsur oldu.

Ekonomik büyüme tüm gelişmekte olan ülkelerde uzun dönemli eğilimlerin üzerinde. Özellikle Asya ekonomilerinde yüzde 8’inin üzerinde yıllık büyüme gerçekleşirken (2008 yılı tahmini 8.1), bizim de içinde olduğumuz Avrupa’nın gelişmekte olan ülkelerinde büyüme yıllık yüzde 6 civarında kaldı. Latin Amerika ülkelerindeki ekonomik büyüme daha düşüktü (yüzde 4.4), ama tarihsel ortalama büyümenin üzerinde bir performans söz konusuydu.

ENFLASYON

Enflasyon, cari işlemler dengesinden bağımsız tüm gelişmekte olan ülkelerde artıyor. Ama, cari işlemler açığı olan ülkelerde şaşırtıcı bir biçimde genelde daha hızlı artıyor. Örneğin, tüketici fiyatları enflasyonu cari işlemler fazlası olan Çin’de yüzde 7, Brezilya’da yüzde 6 civarında. Cari işlemler fazlası hızla eriyen Rusya’da ise enflasyon yeniden çift haneli oldu.

Cari işlemler açığı veren gelişmekte olan ülkelerin çoğu Avrupa’da. Tüketici enflasyonu Türkiye’de yüzde 12, Bulgaristan’da yüzde 14, Baltık ülkelerinde yüzde 11-16 arasında ve Romanya’da yüzde 9, Macaristan’da yüzde 7 civarında. Bazı dönemlerde bizim gibi benzer dış şoklar yaşayan Güney Afrika’da da enflasyon yüzde 9’un üzerinde.

Enflasyonla mücadelede tüm ülkeler zorlanıyor. Brezilya hariç, enflasyon hedeflemesi uygulayan ülkelerin hepsinde başarısızlık söz konusu. Başarısızlığın derecesi ülkeye göre değişiyor.

Kısacası, birçok alanda Türkiye’deki ekonomik gelişmeler tamamen bize özgü değil.
Yazarın Tüm Yazıları