BUGÜNLERDE küresel ekonomik durgunluktan ne zaman çıkılabileceği konusunda farklı tahminler yapılıyor. İyimser olanlar gelecek yılın ilk üç ayından sonra toparlanmanın başlayabileceğini söylüyorlar. Kötümserlerse, toparlanmanın ancak gelecek yılın üçüncü üç ayından sonra (ekim ayı) gelebileceğini belirtiyor.
Bu tahminlerde, kimin, neleri varsayım olarak aldığı belli değil. Dolayısıyla, yapılan varsayımlardan yola çıkarak tahminlerin gerçekçi olup olmadığını söyleyebilmek olanaksız. Bilemediğimiz bir süre geçtikten sonra elbette ekonomik durgunluk yerini belli bir ekonomik canlılığa bırakacaktır. Krizler ilelebet sürmezler. Ama, ekonomik canlanmanın ne zaman gerçekleşeceği büyük ölçüde alınmakta olan ve ileride alınabilecek ekonomi politika duruşuyla yakından ilgili.
VARLIK FİYATLARI
Hızla içine girilen küresel kriz daha önce yaşanmış krizlerden oldukça farklı. Sorun yalnızca varlık fiyatlarının düşmesi ve bankaların kredileri kısması değil. Küresel durgunluğu körükleyen en önemli unsur finansal sistemin küçülmeye çalışması (de-leveraging). Finans sisteminin geri vitesi yoktur. Küçülmeye çalıştığında, geri gittiğinde, vites kutusunu dağıtır. Şimdi de böyle oluyor.
Finansal sistemin küçülmeye çalışması demek; daha önce alınmış kredilerin bir bölümünün geri ödenmesi; kredilerin bir bölümünü geri ödeyebilmek için finansal ya da finansal olmayan varlıkların satılması; varlıkların satılmasıyla varlık fiyatlarının düşmesi; varlık fiyatlarının düşmesiyle tüketim ve yatırım kararlarının (toplam talep) ertelenmesi; toplam talebin düşmesiyle üretimin düşmesi ve işsizliğin artması anlamına geliyor.
Bu zincirleme tepki ne zaman ve nasıl durdurulabilir? Durduğunda, finansal sistem yeniden büyüme eğilimine girebilecek midir? Zincirleme tepkinin durması ekonomik çöküşün durmasına ya da hafiflemesine yol açar. Ama, ekonomilerin yeniden canlanabilmesi için finansal sistemin yeniden büyüme eğilimine girmesi şarttır.
Ekonomik çöküntünün durması için finansal küçülmenin (de-leveraging) durması gerekiyor. Burada kritik alan varlık fiyatlarının düşüşünün durması. Toplam talebi artırmaya yönelik önlemeler tasarruf eğilimlerinin artması nedeniyle çok fazla etkin olamayabilir. Ama, varlık fiyatlarındaki düşüşün durması kredilerin geri çağrılması eğilimlerini de dizginleyecektir. Martin Feldstein gibi iktisatçılar aylardır bu yönde öneriler yapıyorlar.
KATI DÜZENLEME RİSKİ
Finansal küçülme durduktan sonra finans kesiminin yeniden büyüme eğilimine ne zaman ve ne boyutta gireceği çok büyük ölçüde finans kurumlarının ve finans piyasalarının nasıl bir gözetim ve denetim sistemi içine alınacağı ile yakından ilgilidir. Aynı bizde 2001 Krizi’nde yaşandığı gibi, Batı’da da kamuoyu finansal kurumların ve finans piyasalarının düşmanı kesildiler. Kurumların da, piyasaların da, kişilerin de cezalandırılması isteniyor. Bu yaklaşım Amerika ve Avrupa’da siyasetçilerde de oldukça yaygın.
Finansal sistemin bir daha kriz çıkmasın beklentisiyle aşırı bir düzenleme içine alınıp hareket yeteneğinin (rekabetin) azaltılması durumunda ekonomik canlanma geç başlayabilir. Göreli olarak erken de başlasa, geçmişte alışılan düzeylere gelmeyebilir.Finansal sistemin gözetim ve denetimine tepkisel yaklaşımlar göstermek önümüzdeki dönemde küresel büyüme konusunda kendi ayağımıza kurşun sıkmak gibi olacak.