Döviz rezervlerini ne yapacağız?

EKONOMİK istikrar maliyetsiz bir olgu değildir. İstikrarsızlığın oluşturduğu hantallıkları üzerimizden atmak durumunda kaldığımızda, doğal olarak sıkıntılar yaşıyoruz.

Yaşanan sıkıntılar, çaresizlikle birleşince, gerçekçi olmayan çözümler üretilmesine neden oluyor. Yanlışı doğrudan ayırmak zorlaşıyor.

Geçmişte olduğu gibi, son dönemlerde de, döviz rezervlerinin ekonominin hizmetinde kullanılmadığı yönünde tartışmalar başladı. Merkez Bankası dövizleri satın alıyor. Gidiyor, Amerikan Hazine bonolarına yatırım yapıyor. ‘Gelişmekte olan bir ülke olarak Amerika’ya borç verecek kadar zengin miyiz?’ gibi savlar ortaya atılıyor.

REZERVLERİ YEMEK

Dövizlerimizi Amerikan devletine borç vereceğimize kendi ihracatçımıza, kendi müteşebbisimize borç verelim
. Onlar yatırım yapsınlar. Ülkemiz kalkınsın. Kazandığımız dövizler kendi ülkemizin kalkınmasında kullanılsın. Yurt dışından borçlanmalara yüksek faizler ödeyeceğimize kendi dövizlerimizi ucuzca kullanalım.

Bu çeşit öneriler kulağa her zaman hoş gelir. Yalnız bizim ülkemizde değil, dünyanın tüm gelişmekte olan ülkelerinde döviz rezervleri rahatlatıcı bir düzeye geldiğinde, bu çeşit tartışmalar başlar. Örneğin, Rusya’da, Brezilya’da, Tayland’da bu tartışmalar şimdi yapılmaktadır. Nedense, IMF gibi kuruluşlar bu makul öneriye karşı çıkmaktadırlar!

Çok karmaşık gibi görünüp aslında çok basit olguyu anlatmakla başlayalım. Merkez Bankası para basan bir kuruluştur. Çok fazla para bastığında enflasyon olur. Enflasyon yaratmamak için Merkez Bankası ekonominin kaldırabileceğinin üzerinde para basmaz, basmamalıdır. Para basma mecburiyetinde kalmamak için Merkez Bankası’nın devlete kredi vermesi yasaklanmıştır.

Merkez Bankası piyasadan döviz alarak da para basmaktadır. Ama, ne kadar döviz alacağı kendi inisiyatifinde olduğundan, enflasyon yaratacak kadar para basmak durumunda kaldığında döviz alımlarını yavaşlatmakta ya da durdurmaktadır. Son yıllarda bu gerekçe ile Merkez Bankası kurların düşmesini engelleyebilecek kadar döviz almamaktadır. Alırsa, çok para basıp enflasyonu düşürmek yerine, artırmak durumunda kalabilecektir. Öncelik fiyat istikrarı olduğundan, kurların düzeyi ikinci planda kalmaktadır.

DÖVİZ REZERVİ NEDİR?

Merkez Bankası
’nın az ya da çok aldığı döviz rezervlerini borç olarak iç piyasaya vermesinin sonuçları birkaç açıdan irdelenmelidir. Bu aşamada iş biraz karmaşıklaşmaktadır.

Merkez Bankası’nın döviz varlıklarını döviz olarak o paraları basan ülkelerin devlet tahvillerinde ya da bankalarında tutması, hiç risk almadan istediğinde dövizlerini kullanabileceği anlamına gelmektedir. Halbuki, döviz rezervlerinin kredi olarak yurt içindeki şirketlere kullandırılması Merkez Bankası’nın döviz varlıklarını yabancıların yükümlülüğü olmaktan çıkarıp yurt içinde yerleşiklerin yükümlülüğü haline getirecektir. Yani, döviz rezervleri döviz rezervleri olmaktan çıkacaktır.

Merkez Bankası’nın yurt dışından olan ve döviz üzerinden likit alacaklarına döviz rezervi diyoruz. Bu paralar içeride kredi olarak verildiğinde, Merkez Bankası döviz üzerinden takip ettiği bir varlık sahibi olacaktır. Bu arada, kimlere borç veriliyorsa, o kurumların kredi riskleri de Merkez Bankası’nca yüklenilmiş olacaktır. Galiba, döviz rezervleriyle petrol rezervlerini birbirine karıştırıyoruz!

Konunun bir başka boyutu daha vardır. Merkez Bankası’nın kredi vermesi de para basması anlamına gelir.

Devam edeceğim.
Yazarın Tüm Yazıları