DÖVİZ kurlarının kısa dönemde, dış ticaret yoluyla değil, para piyasalarında belirlendiği konusunda fazla bir tartışma olacağını sanmıyorum.
Tartışılması gereken nokta ülkenin dış dünya ile rekabet gücünü belirleyen kurların nasıl bir para piyasasında belirlendiğidir.
Arzulanan, tek bir alıcı ya da satıcının tek başına piyasadaki dengeleri değiştiremeyeceği, birçok alıcı ve satıcının bulunduğu bir piyasadır. Her piyasada spekülasyon olur. Olması, faydalıdır da. Ama, tüm piyasa spekülatörlerin eline geçmişse o piyasada oluşacak dengeler ekonomik gerçeklerden uzaklaşmaya başlar. Fiyatlardaki oynaklık artar.
SPEKÜLASYON
Türkiye'de döviz piyasası böyle bir piyasadır. Yeni değil, dün de böyleydi. Her şeyden önce, Türkiye'de enflasyonun kabul edilemeyecek kadar yüksek olması Türk Lirası'nı spekülatif bir yatırım aracı yapmaktadır. Dolayısıyla, spekülatif bir yatırım aracının el değiştirdiği piyasa da spekülatif olmaktadır. Yani, burada kabahatli, yatırımcılar değil, piyasada el değiştirilen yatırım aracının kendisidir.
Oluşan beklentilere göre, spekülasyon tek taraflı yapılmaktadır. Ya herkes döviz almak istemekte ya da herkes döviz satmak istemektedir. Borsadaki bir hisse senedi değerinin şirketin gerçek piyasa değeri ile ilişkisinin koptuğu gibi döviz kurunun da ekonomik gerçeklerle ilişkisi çok kolay kopabilmektedir. Ama, döviz kuru ile bir şirketin hisse senedi değeri arasında çok önemli bir fark vardır. Şirketlerin yüzde 10 ya da 15'i halka açılmaktadır. Sahibi açısından şirketin hisse senedi değerinin düşmesi ya da artması çok fazla anlam ifade etmeyebilir. Döviz kurunun spekülatif dürtülerle yukarı ya da aşağı oynaması ülkedeki herkesi ilgilendirmektedir.
2001 yılının ekim ayına kadar çok sığ olan piyasada fırlayan döviz kurları şimdi yine çok sığ bir piyasada düşmektedir. Dış ticaret hacmi 70 milyar dolar olan ve mali yatırımlarının yarısından fazlasının döviz üzerinden olduğu bir ülkede 10 milyon dolar almak ya da satmakla döviz kurları çok ciddi boyutlarda değiştirilebilmektedir. Böyle bir piyasada oluşan fiyatları denge fiyatı olarak kabul edip ekonomik kararlar alınabilmektedir. Burada bir sakatlık vardır.
ASIL TARTIŞMA
Yanlış anlaşılmasın. Burada dalgalı kur rejiminin olumlu ya da olumsuz taraflarını tartışmıyorum. Tartıştığım, böyle bir piyasada döviz kurlarının belirlenip belirlenmeyeceğine izin verilmesinin doğru olup olmadığıdır. Bu haliyle, döviz kurlarının belirlenmesi ekonomik gerçeklerin dışında ‘‘olumsuz bir dışsallık’’ (negative externality) yaratmaktadır. Dışsallığın gözle görülür sonuçları daha yüksek enflasyon (enflasyonla mücadeledeki zorluklar) ve ekonomik durgunluktur.
Türkiye bu dışsallıkla yaşayabilir mi? Bu sorunun cevabı gelecekte şekillenecek döviz kuru politikasına da yön verecektir.