İHRACATIMIZ artıyor. Ama ithalatımız dolar bazında daha fazla artıyor. Dolayısıyla, giderek artan dış ticaret açıkları veriyoruz.
1990’lı yılların ortasında ihracatımız 20 milyar dolar, ithalatımız 35 milyar dolar civarındaydı. Şimdi, yıllık ihracatımız 117 milyar dolar, ithalatımız ise 184 milyar dolar oldu. Bu dönemde, ihracatımız 6 kat, ithalatımız 5 kat arttı. Dış ticaret hacmi (ihracat ve ithalatın toplamı) eski milli gelirin dörtte biriyken, şimdi yeni milli gelirin yarısı oldu. Türkiye ekonomisi yıllar geçtikçe daha dışa açık bir ekonomi oldu.
İHRACAT DEĞİŞİYOR
İhracat artışımızın çok önemli bir bölümü sanayi ürünlerinden oluştu. Tarım ürünleri ihracatı toplam ihracatımızın yüzde 10’undan fazlayken, şimdi bu oran yüzde 3’lere düştü. Buna karşılık sanayi ürünleri ihracatının toplam ihracat içindeki payı bu dönemde yüzde 85’den yüzde 95’e geldi.
1980’lerde başlayan ihracat hamlesiyle ihracatımız daha çok tüketim maddelerine yönelmişti. 1990’ların ortasında toplam ihracatımızın yüzde 50’sinden fazlası tüketim maddeleriydi. Yatırım malları ihracatımız toplamın yüzde 4’ü civarındayken, ara mallar ihracatı toplamın yüzde 40’ının biraz üzerindeydi.
Son veriler tüketim malları ihracatının toplam ihracat içindeki payının yüzde 36’ya gerilediğini gösteriyor. Yatırım malları ihracatının toplam içindeki payı yüzde 13’ü geçerken, ihracatımızın yarısı ara mallardan oluşuyor. Bu dönemde ihracatın dağılımındaki değişim 2000’li yıllarda hızlandı. Enflasyondaki düşüşün ve döviz kurlarındaki genel eğilimin sektörler arasındaki göreli rekabetçi konumu değiştirdiği söylenebilir. İhracatın içindeki ithal girdi payının artması ihracatı da ithalata bağımlı hale getirdi.
İTHALAT DEĞİŞMİYOR
Türkiye ekonomisinde toplam ithalat ekonomik büyüme ile çok yakından ilgilidir. İhracatın ithalata bağımlı hale gelmesiyle, ihracatın artması da ithalat talebini otomatik olarak artırmaktadır. Sonuçta, ithalat, hem ekonomik büyümeden kaynaklanan girdi talebiyle hem de ihracat artışıyla çok daha fazla artma eğilimine girmektedir.
Toplam yıllık ithalat 1990’lı yılların ortasında 35 milyar dolarken, 2000 yılı sonunda yaklaşık yüzde 5 artarak 184 milyar dolar oldu.
1990’lı yılların ortasında toplam ithalatımızın yaklaşık yüzde 20’si yatırım malları, yüzde 65’i ara mallar ve yüzde 10’u tüketim mallarıydı. Şimdi, yatırım mallarının toplam içindeki payı yüzde 15’e gerilerken, ara malların payı yüzde 75’e geldi. Ara mallar ithalatının göreli öneminin artmasının arkasında enerji maliyetlerinin artması önemli bir etken. Ama, genelde ithalat yapısında fazla bir değişme olduğu söylenemez. Yatırım harcamalarının hızla arttığı dönemlerde yatırım malları ithalatının önemi dönemsel olarak artabiliyor.
Gelinen noktada, ithalatın hızlı artışıyla ortaya çıkan dış ticaret açığı sorununun kolayca çözülebilmesi çok mümkün görünmüyor. Ama, bu eğilimdeki bir ticaret yapısının dış açıklar yoluyla şimdi ve ilerideki yıllarda ekonomik büyüme üzerinde ciddi bir risk oluşturduğu da bir gerçek.