Dış ticarette dikkat çeken rakamlar

YILIN ilk yarısına yönelik dış ticaret rakamları yayınlandı. Kamuoyu tarafından yakından takip edilen dış ticaret açığı yılın ilk yarısında 20 milyar dolar oldu. Bu yıl da ithalat ihracattan daha hızlı artmaya devam ediyor.

Artan dış ticaret açığını dizginlemek için kurların artması gerektiği yönünde fikir beyan edenlerin sayısı giderek artıyor. Ülkeye döviz girişinin yüksek olduğu bir ortamda kur artışını beklemek ise ‘bu enflasyonla yaşayamıyoruz’ anlamına geliyor.

İhracat artışı geçmişe göre yavaşlıyor. İthalat artışı da yavaşlıyor. İthalat artışının yavaşlamasının bir nedeni de zaten ihracat artışının yavaşlıyor olmasıdır. Ama, dış ticaret açığının artmaya devam etmesi, ihracat artışındaki yavaşlamayı ekonomik dengelere bir tehdit olarak görülmesini kolaylaştırıyor.

YAPI DEĞİŞİYOR

Son yayınlanan verilerdeki dikkat çekici gelişmeler şöyle:

Son on iki ayda dış ticaret açığı 39 milyar dolara dayandı
. Milli gelirimizin yüzde 10’unu geçti.

Üç aylık dış ticaret açığındaki artış geçen yıl bu dönemde yüzde 100’ün üzerindeyken yüzde 30’lara geriledi.

Üç aylık ithalat artışları ise bir yıl önce yüzde 50’lerdeyken şimdi yüzde 20’nin altına düştü.

Bu yılın ilk altı ayında ithalatın yüzde 72’si ara mallar, yüzde 17’si yatırım malları ve yüzde 11’i tüketim malları oldu.

Yılın ilk altı ayında ara malları ithalatı 39.4 milyar dolar olurken, toplam ihracat 35 milyar dolar kadardı. Son on iki ayda ise, ara malları ithalatı 73.6 milyar dolar, toplam ihracat 66.8 milyar dolar oldu. Toplam ihracatımız ara malları ithalatımızı dahi karşılayamıyor. İthalat artışı ise üretimde kullanılan ara mallar ithalatından kaynaklanıyor. Dolayısıyla, ithalat artışını dizginlemenin yolu üretim artışındaki yavaşlamadan geçmektedir.

Türkiye’nin ihracatının yarısı tüketim mallarıdır. Ara malların toplam ihracat içindeki payı yüzde 40 civarında, yatırım mallarının payı ise yüzde 10’un biraz altındadır. Son dönemlerde, yatırım malları ihracatının toplam içindeki payı yüzde 11 civarında yaklaşırken, tüketin malları ithalatının payı yüzde 48’lere gerilemiştir. İhracat, yavaş da olsa, tüketim mallarından ara ve yatırım mallarına kaymaktadır.

Türkiye 2000 yılında 2 milyar dolar civarında sermaye malları ve 11.6 milyar dolar civarında ara malları ihraç ederdi. Geçen yıl, sermaye malları ihracatı 6.5 milyar dolar, ara malları ihracatı 25 milyar dolar oldu. Bu yılın ilk altı ayında ise, sermaye malları ihracatı 4 milyar dolar, ara malları ihracatı 14 milyar dolar oldu. İhracatın yapısındaki bu değişiklik de ihracatın ithalata bağımlılığını artırıcı bir etki yaptı.

Sermaye malları ithalatındaki artış bu yıl düşmeye devam ediyor. Tüketim malı ithalatı sermaye malları ithalatının neredeyse yarısı. Tüketim malları ithalatındaki artış durdu, ama toplam ithalat artışı devam ediyor. İthalat artışı ile mücadelede yanlış hedef seçildi.

UYUM YAVAŞ

Dış ticaret verileri üretim artışının geçmişe göre hız kestiğine işaret ediyor
. Üretim artışının hız kesmesi iç talebi kontrol etmeye yönelik politikalardan çok, ‘bu dengeler böyle sürmez’ beklentisinin getirdiği göreli bir çekingenlikten kaynaklanıyor.

Büyük bir olasılıkla, çok fazla dizginlenemeyen iç talep karşısında demir-çelik gibi sektörler hariç, stoklar eritiliyor. İhracata yönelebilecek mal fazlası azalıyor. Bu şartlarda, sürdürülebilir dengeye uyum doğal olarak yavaş oluyor.
Yazarın Tüm Yazıları