EKONOMİ reel olarak büyüdükçe dış ticaret açığının da arttığı artık iyi bilinen bir gerçek oldu. Ekonomik büyüme gerçekleştikçe dış açık da büyüyor.
Büyük ölçüde dış ticaret açığından kaynaklanan dış borçlanma ihtiyacı karşılanabildiği sürece Türkiye’de ekonomik büyümeyi artırmak mümkün olabiliyor.
Grafikte üç aylık bazda dış ticaret açığındaki yıllık değişmeler ile yine üç aylık bazda 1997 fiyatlarıyla Gayri Safi Milli Hasıla’daki (GSMH) yıllık değişmeler 1991 ile 2004 yılı sonuna kadar veriliyor. Görüldüğü gibi, iki büyüklük arasındaki ilişki birbirine çok yakın. İlişki, grafikten de görüldüğü gibi, neredeyse bire bir.
2005 TAHMİNİ
Türkiye’nin GSMH’sı 2003 yılında 1987 fiyatlarıyla 123 trilyon lirayken 2004 yılında 134 trilyon lira oldu. Yani, sabit fiyatlarla milli gelirimiz 11 trilyon lira arttı. Aynı dönemde dış ticaret açığı 22 milyar dolardan 35 milyar dolara gelerek 13 milyar dolar arttı. Bir anlamda, sabit fiyatlarla ek 11 milyar dolarlık milli gelir üretebilmek için dış ticaret açığımızı 13 milyar dolar artırmak zorunda kaldık. Elastikiyet 1.2 civarında olmuş.
Bu hesap yalnızca 2004 yılı için geçerlidir. Daha uzun bir dönemi kapsayan bir çalışma yapıldığında, sabit fiyatlarla her 10 milyar liralık ek milli gelir elde etmek için dış ticaret açığının 8-9 milyar dolar arasında artması gerektiği anlaşılmaktadır. Farklı nedenlerle bazı yıllar 10 milyar liralık ek milli gelir 10 milyar doların üzerinde, bazı yıllar ise 10 milyar doların altında ek dış ticaret açığı gerektirebilir. Büyümenin yıl içinde hızlanması ya da yavaşlaması yıllık bazdaki elastikiyeti değiştirmektedir. İleriye dönük tahmin yapabilmek için orta dönemli ortalamaları kullanmak gerekmektedir.
2005 yılında yüzde 6 ekonomik büyüme gerçekleşirse, GSMH 1987 fiyatlarıyla 8 trilyon lira artacak demektir. Geçmiş deneyimler 8 trilyon liralık milli gelir artışı için gerekli ek dış ticaret açığının 7-10 milyar dolar arasında olmasını söylemektedir. O halde, bu yıl dış ticaret açığının 42-45 milyar dolar civarında gerçekleşmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Yılın ilk dört ayında 12 milyar dolar dış ticaret açığı oluşması bu tahminle de örtüşmektedir.
Geçmiş deneyimler büyüme dönemlerinde yılın ilk dört ayında tüm yılki açığın ortalama yüzde 26-28’inin gerçekleştiğini göstermektedir. Yani, eğilimler değişmediği taktirde, ilk dört aylık dış ticaret açığı 44 milyar dolarlık yıl sonu dış ticaret açığını ima etmektedir.
Bu yıl, geçen yıla göre ortalama 8 milyar dolar daha fazla dış ticaret açığı verirsek, bunun cari işlemler dengesine yansıması 4 milyar dolardan az olmayabilecektir. İçinde yaşanan şartlarda, yıl sonu cari işlemler açığının 20 milyar dolar civarında gerçekleşmesi olasılığı çok yüksektir. Bu alanda ekonomik programın 16 milyar dolar civarındaki tahmini yüzde 5 ekonomik büyüme varsayımı altında dahi çok iyimser görünmektedir.