Devleti denetleyelim ama soymayalım

OTOYOL ve Boğaz köprüleri geçiş ücretlerinin artmasına itiraz edildi. Mahkeme itirazı yerinde buldu. Yaklaşık bir yıldır geçerli olan geçiş ücretleri düşürüldü. Acaba bu işten kim kazançlı çıkacak? Mahkemenin bu kararının sonuçları neler olabilir?

Devlete güvenmiyoruz. Devlete ödediğimiz paraların çar-çur edildiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla, devlete verdiğimiz her kuruşu sokağa attığımız inancındayız. Vergi ödemediğimiz gibi, devletin sunduğu hizmetlerin de parasını ödemek bize ağır geliyor. Otoyol ve köprü ücretleri buna iyi bir örnek.

MALİYET

Belli varsayımlara göre yapılan hesaplara göre, Türkiye çapında otoyolların geçiş ücretleri kilometre başına ortalama 3.5 cent olmalı, yani yaklaşık 50 bin lira. Trafiğin yoğun olduğu yerlerde, söz konusu ücret çok daha yüksek olmak zorundadır. Trafiğin yoğun olmadığı yerlerde ise, ücret ortalamanın altında olacaktır. Bu hesaba göre, trafiğin en yoğun olduğu İstanbul-Ankara otoyolunda geçiş ücreti asgari 20 milyon lira civarında olmalıdır. Gerçekte ise, ödenen ücret ödenmesi gerekenin yarısı kadar bile değildir.

Aynı hesaplamalara göre yapılan fiyatlandırma sonucunda New York'ta köprü ücretleri 3.5 dolar civarındadır. ‘‘Orası Amerika, burası Türkiye’’ demeyin. Köprüyü inşa etmenin maliyeti dünyanın her yerinde aynı. Belki, Amerika'da daha bile ucuz.

‘‘Türkiye daha fakir bir ülke, köprü geçiş ücretleri çok daha düşük olmalı’’ diyorsak, aradaki farkın birileri tarafından ödenmesi gerekiyor. Ödemesi gereken yine biz olacağız. Köprü geçiş ücreti olarak ödemediğimizi bir başka şekilde ödemek zorunda kalacağız. Vergi de vermek istemediğimize göre, ödemek istemediğiz hizmetlerin maliyeti enflasyon olarak yine bizim cebimizden çıkacak. Maliyetler servisi kullananlar tarafından değil, tüm ülke tarafından karşılanacak.

Suyun, elektriğin, köprülerin, otoyolların ve devletin sunduğu diğer hizmetlerin gerçek değerini ödemediğimizde, hizmetlerin ya kendileri yok olacak ya da kaliteleri bozulacak. Bir süre sonra, aynı hizmetleri çok daha pahalıya mal etmeye başlayacağız.

Aynı bakış açısıyla, bütün yıl boyunca benzine yapılan zamlara da itiraz etmeliyiz! Son birkaç yıldır elektrik fiyatı da fahiş bir biçimde arttı. Ona da itiraz edelim! Emlak vergisi artıyordu. Neyse ki, zamanında müdahale ettik! Bu arada, son yıllarda çok zam gören telefon ücretlerine de itiraz etmeyi unutmayalım!

Devlete ödediğimiz paralara acıyoruz. Çünkü, verdiğimiz paraların yerinde kullanıp kullanılmadığı konusunda şüphelerimiz var. Haksız da değiliz. Ama, bu konuda mücadele etmenin yolu devletin sunduğu hizmetler nedeniyle devleti zarara uğratmak değil, devletin harcamalarını kontrol altına almak ve çok daha şeffaf hale getirmektir. Hizmetin bedelini kullanandan alınmasına karşı çıkarsak, fatura hepimize çıkacaktır. Hal böyle olduğu halde, devletin otoyol ve köprü geçiş ücretlerini zaman kaybetmeden yeniden ayarlamaması üzerinde durulması gereken bir başka noktadır.

Devleti denetleyelim, ama soyulmasına karşı çıkalım. O bizi soyuyor mantığı ile karşılık vermeyelim. Çünkü, devletin soyulması bizlerin soyulmasıdır. Tüketici haklarının çok sınırlı olduğu ülkemizde tüketicinin haklarını yanlış yerlerde arıyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları