DIŞ ticaret açığı büyüyor. İhracatımız artıyor, ama ithalatımız daha da hızlı artıyor. Dış ticaret açığına paralel olarak cari işlemler açığı da büyüyor.
Dış ticaret açığı mal ithalatının mal ihracatından daha büyük olması demektir. Cari işlemler açığı ise mal ve hizmet ithalatının mal ve hizmet ihracatından daha büyük olduğu anlamına gelir.
SEÇENEKLER
Yurt dışıyla yapılan mal ve hizmet ticaretinde döviz kuru önemli bir parametredir. Döviz kuru yükselirse, dışarıdan ithal edilen mal ve hizmetler pahalılaşacağından, ithalat talebi azalacaktır. Buna karşılık, döviz kurlarının yükselmesiyle yurt içinde üretilen mallar döviz cinsinden ucuzlayacağından, mal ve hizmet ihracatı artacaktır. Dolayısıyla, döviz kurunun yükselmesi dış ticaret açığını da, cari işlemler açığını da düşürücü bir rol oynar.
Konuya bu şekilde yaklaşıldığında, cari işlemler açığı ile mücadele etmenin reçetesi kolaydır. Döviz kurları yükselirse, mal ve hizmet ihracatı artarken, ithalat düşecek ve cari işlemler açığı azalacaktır.
Konu elbette bu kadar basit değildir.
Bir ekonomide, cari işlemler açığı, kamu sektörünün tasarruf eksiği ile özel sektörün tasarruf fazlası toplamına eşittir. Son iki yıldır Türkiye’de cari işlemler açığının artmasının nedeni kamu sektörünün tasarruf açığının artması değildir. Aksine, kamu sektörü tasarruf açığını belli bir ölçüde azaltmıştır.
Sorun, özel sektörün tasarruf fazlasını hızla azaltmasıdır. Konuyu bu şekilde ortaya koyduğumuzda, cari işlemler açığı ile mücadelenin çok farklı ve çok etkin yolları da ortaya çıkmaktadır.
Özel sektörün tasarruf fazlasını düşürmesinin önüne geçmek istemiyorsak, kamu sektörünün tasarruf açığı çok daha hızlı azaltılarak cari işlemler açığı düşürülebilir. Bunun anlamı kamu sektörünün daha az harcama yapması, daha fazla gelir toplamasıdır. Bunun sonucunda, iç talep artışı frenlenecektir.
Bir başka yol özel sektörün tasarruf fazlasını eritmesinin önüne geçmektir. Bunun yollarından biri özel sektörü daha fazla vergilendirmektir. Diğer bir yol da faizlerin artırılmasıyla özel sektörü daha fazla tasarruf yapmaya teşvik etmektir.
HANGİ POLİTİKA?
Bütün bu alternatif politikaların ekonomide yapacağı son etki iç talep büyümesinin durdurulması ya da yavaşlatılmasıdır. Bu süreçte döviz kurları da etkilenebilecektir. Ama, döviz kurlarının hangi yönde etkileneceği uygulanacak politikaların ekonomik birimlerin beklentilerini nasıl şekillendireceğine bağlıdır.
Ekonomi politikaları oluştururken akılda tutulması gereken en önemli noktalardan biri finans piyasalarının çok çabuk dengeye gelmeleri, buna karşılık, mal ve hizmet piyasalarının belli bir zaman içinde dengeye gelebildikleridir. Finans ve mal-hizmet piyasalarının dengeye gelmelerindeki zaman farkı ekonomi politikalarının farklı şekilde çalışmalarına neden olur.
Farklılıkların en büyüğü de sermaye hareketlerinin serbest olduğu ekonomilerde döviz kurunun bir politika aracı olmadığıdır. Sorun çözülecekse, çözüm iç talep kontrolünden geçmektedir.