Bitmeyen senfoni de bir gün biter

YIL 1999, Türkiye sosyal güvenlik reformu yaptı. Yıl 2000, Türkiye bir kez daha sosyal güvenlik reformu yaptı. Yıl 2008, Türkiye yine sosyal güvenlik reformu yaptı.

Bu nasıl reform ki, yaptıkça arkası geliyor? Bir türlü bitmiyor.

Her sosyal güvenlik reformundan sonra, bütçeden sosyal güvenlik kuruluşlarına verilen para artmaya devam ediyor. Sosyal güvenlik kuruluşlarının bütçeye yükü her yıl biraz daha ağırlaşıyor. Faiz dışı harcamaların yüzde 20’sine yakın bölümü sosyal güvenlik sisteminin açıklarına gidiyor. Demek ki, aslında reform falan yapmıyoruz, reform yaparmış gibi görünüyoruz.

Halbuki, sosyal güvenlik reformunun amacı sistemin açıklarını zaman içinde kapatmak ve bütçeye olan yükünü azaltmak. Bu amaca ulaşılamıyor. Çünkü, geçmişte yorganın büyüklüğüne bakmadan ayaklarımızı uzattık. Bol keseden olmayan kaynakları sosyal güvenlik sisteminin daha genişlemesine tahsis ettik. Şimdi, ayaklarımızı yorganın içine çekemiyoruz. Kazanılmış hakları kimseden geri alamıyoruz. Hep yorgan kısalıp ayak uzuyor.

ÖDEMEYE DEVAM

Hürriyet yazarı Şükrü Kızılot hafta başından beri çok anlaşılır bir biçimde yeni sosyal güvenlik yasasının neyi getirip neyi götürdüğünü yazıyor. İzleyenlerin dikkatini çekmiştir. Sistemdeki tasarruf sağlayabilecek değişikliklerin neredeyse tümü sisteme yeni girecekler için geçerli olacak. Sistemin içindekiler ise çoğu alanda eski kurallara tabi olmaya devam edecekler.

Halbuki, sosyal güvenlik sisteminin şimdi artan açıklar vermesinin nedeni sisteme yeni girecekler değil, şimdi sistemde olanlar. Dolayısıyla, şimdi sistemde olanlar sistemden çıkana kadar neden olunan açıklar devam edecek. Onlar hem emekli maaşı almaya devam edip hem de başka bir işte çalışmaya devam edecekler (sistemin yarısından fazlası bu durumda).

Yeni girecekler eğer yeni açıklara neden olmazlarsa, sosyal güvenlik sisteminin açıklarındaki artış hızı azaltılmış olacak. Türkiye, toplam milli gelirine ulaşmış (belki de geçmiş) bir açığı önümüzdeki otuz yılda vergi gelirleriyle ödemeye devam edecek.

Konunun bir de sağlık ayağı var. Sağlık sisteminin kapsamı genişletiliyor. Harcamaları artıracak yeni düzenlemeler hemen uygulamaya giriyor. Bu haliyle, kısa dönemde sağlık dahil sosyal güvenlik sisteminin açıkları artabilir de.

MALİYET AĞIR OLACAK

Sosyal güvenlik sistemi, işsizlik sigortası ile birlikte, bir toplumun en önemli "iktisadi emniyet kemeri" durumundadır. Kemerin sağlamlığı ve kapsamının genişliği elbette arzu edilen bir olgudur. Ama, kemerin sağlamlığı ve kapsamının genişliğini sağlamak kaynakların miktarı ile ilgilidir. Olmayan kaynaklarla bunu sağlamaya çalışmak sistemin sağlamlığını da kapsamını da tehdit eder. Geldiğimiz noktada bu olguyu yaşıyoruz.

Türkiye daha çok sosyal güvenlik reformu yapacak gibi görünüyor. Çünkü, yapılanların çoğu sistemin temel dinamiklerini radikal bir biçimde değiştirip "ayağımızı yorganımıza göre uzatma" ilkesiyle uyumlu değil. Demek ki, daha yolun sonuna gelmedik. Ama, bir gün geleceğiz. Geldiğimizde, çok daha ağır şartlarda bir kez daha sosyal güvenlik reformu yapmak zorunda kalacağız.

Bu senfoni burada bitmez.
Yazarın Tüm Yazıları