Bankaların verdiği hizmetler artık bedava değil

BASINDA bankaların vatandaşları soymaya başladığı yönünde haberler çıkmaya başladı. Gazetelerde ‘Taksi 3 YTL, bankadan para havale etmek 25 YTL’ türünden başlıklar atılıyor. Sahiplerince soyulan bankalar şimdi vatandaşı soymaya kalktığı yönünde bir izlenim veriliyor. Gerçek ise çok farklı.

Düne kadar bankalarımız müşteri kapabilmek için neredeyse tüm bankacılık hizmetlerini çok ucuza ya da ücretsiz veriyordu. Hatta, elektronik fon transfer sistemi (EFT) yoluyla gönderilen havaleleri ücretsiz yaparak bankalar verdikleri hizmetin üstüne para veriyor durumuna düşüyorlardı. Çünkü, EFT sistemini kullanmak için bankalar bir masraf üstlenmek durumundadırlar.

YENİ DÖNEM

1980 öncesi mevduat müşterisi bulabilmek için apartman dairesi
ve otomobil veren bankalarımız 1980 sonrası piyangoculuk işinden çıktılar. Devletin belirlediği faizden mevduat toplayıp yine devletin belirlediği faizlerden kredi verme dönemi kapandı. Bu, bankacılık sektörü için önemli bir aşamaydı.

1980 sonrası dönemde, serbest faiz ve serbest kur rejimi altında, bankalarımızın kendilerinden beklenen ‘müdebbir tüccar’ yaklaşımıyla idare edildiğini iddia edemeyiz. Gözetim ve denetimin zayıflığı bankalarımızın risk alma yaklaşımını çarpıttı ya da çarpılmasına izin verdi. Bu da bir aşamaydı. 2001 Krizi ile bu dönem de kapandı.

Şimdi, bankaların verdiği hizmetler ücretli olmak zorundadır. Bankacılık sektörü için bu da önemli bir aşama olacaktır.

2001 Krizi ile bankacılık sektörü belki de tarihinin en büyük darbesini almıştır. Alınan darbenin şiddeti elbette Türkiye’de bankacılık yapma alışkanlıkları ile yakından ilgiliydi. Ama, alınan darbenin nedenleri ne olursa olsun, bankalar bugün kar edebilme mücadelesi vermektedirler. Sermayelerini korumaya çalışmaktadırlar.

Faizler düşmekte ve faiz marjları hızla daralmaktadır. Yani, bankalar, mevduat toplayıp kredi vermekle eskisi kadar çok para kazanamamaktadırlar. Gelir getirici alanlara yatırıp getiri elde edebilecekleri serbest sermayeleri ya yoktur ya da çok azdır.

Banka sermayelerinin büyük bir bölümü hala nakit bazda gelir getirmeyen sabit kıymetlere ve iştiraklere bağlanmıştır. Adet olarak bankaların sayısı azalmakla beraber, bankacılık sektöründe istihdam da ciddi boyutlarda düşmüştür. Yine de, bankalarımız düşen gelirlerine paralel olarak masraflarını kısamamışlardır. Bilanço büyüklüğüne göre, bankalarımızın faiz dışı giderleri çok yüksektir.

Böyle bir ortamda, bankaların verdikleri hizmet karşılığında ücret almaları kadar doğal bir şey olamaz. Teknik deyimiyle, bankacılık sektörü faiz dışı gelirlerini artırmak zorundadır. Bu nedenle, havale ücretleri artmıştır. Bu nedenle, daha önce hiç bilinmeyen ‘hesap işletme bedeli’ adı altında mevduat sahiplerinden sabit bir ücret alınmaktadır. Önümüzdeki dönemde, daha buna benzer birçok yeni hizmet bedelleri icat edilecektir.

HESAP ZAMANI

Bankaların müşterileri elbette yeni durumdan şikayetçi olacaklardır. Ama, şikayetin bir faydası yoktur. İçinde yaşanan şartlarda, bankaların müşterileri aldıkları hizmetin maliyetini düşürmek için arayışa girmek zorundadırlar.

Tek bir hizmetin pahalı ya da ucuz olmasına bakmaksızın, bankaların müşterileri toplam alınan hizmetin maliyetini asgariye indirme çabası içinde olmalıdırlar. Bunu yaparken de, bankaların riskini iyi hesaba katmak zorundadırlar. Sağlam banka ve ucuz hizmet dengesini iyi hesaplamak gerekmektedir.

Artık, hesap yapma zamanı banka müşterileri için de başlamıştır.
Yazarın Tüm Yazıları