AMERİKA, her şeyden çok, ekonomik durgunluktan korkuyor. Amerikan ekonomisi için ekonomik durgunluk yalnızca daha fazla işsizlik değil. Ekonomik yapı, durgunlukta işi olanın da kaybettiğinin fazla olduğu bir konuma gelmiş.
Amerikan ekonomisi için faizlerin düşük olması çok önemli. Üreticiler düşük faizle yatırım yapsın diye değil, tüketiciler borçlanarak daha fazla harcama yapsın diye Amerika’da faizlerin düşüklüğü önemli.
Şirketlerin çok kár etmesi istenir. Kár edip de daha fazla yatırım yapsınlar diye değil, daha fazla temettü dağıtıp hisse senedi sahiplerinin daha fazla gelir elde etmesi için Amerika’da şirketlerin çok kár etmesi önemli.
KÁR VE İSTİHDAM
Amerika’nın gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 70’i özel kesim tüketim harcamalarına, yüzde 15’i özel kesim yatırım harcamalarına ve yüzde 18-19’u devlet tüketim ve yatırımlarına gider. Bunların toplamının 100’den farkı da eksi ya da artı net dış ticaretin GSYİH’ya katkısıdır. Özel kesimin GSYİH’dan aldığı pay yüzde 85’dir. Bu rakam Türkiye’de de 2006 yılı itibariyle yaklaşık aynı düzeydedir.
Amerika’da milli gelir içinde tarım, madencilik ve imalat sanayinin toplam payı yüzde 15 civarındadır. Milli gelirin yüzde 7’si inşaat sektöründen gelir. Geri kalan gelir en geniş anlamıyla hizmetler sektöründe oluşur. Dolayısıyla, hizmetler sektörünün üretimi gelir açısından çok önemlidir. Geçenlerde hizmetler sektöründeki üretim endeksindeki düşüşün "tamam ekonomik durgunluk başladı" şeklinde yorumlanması da buradan kaynaklanmaktadır. Ekonominin en büyük bölümü alarm vermeye başlamıştır.
Milli gelir içinde, çalışanların ücretlerinden sonra en önemli gelir türü şirketlerin kárlarıdır (toplamın yüzde 10’u civarı). Normal bir yılda, şirketler yıl içinde elde ettikleri kárların yarısından fazlasını temettü olarak hisse senedi yatırımcılarına verir. Amerika’da şirket kárlarının düşmesi kişisel gelirlerin düşmesi anlamına gelir.
Hizmetler sektörü istihdam açısından da önemlidir. 2006 yılında toplam 144.4 milyon istihdam edilen kişilerin yalnızca 9.4 milyonu (mavi yakalı) mal üretimde çalışmıştır. En büyük istihdam alanı 23 milyon kişiyle hizmetler sektörü (mavi yakalı), 36 milyon kişiyle satış elemanları, 9 milyon kişiyle inşaat sektörü ve 29 milyon kişiyle doktor, avukat, bilgisayar uzmanı, mimar ve mühendis gibi profesyonel alanlardır.
2006 yılı itibariyle Amerika’da işsizlik oranı yüzde 4.6 oldu. İşsizliğin en yüksek olduğu alan ise yüzde 6.7 ile inşaat sektörü. İşsizliğin en düşük olduğu alan finans sektörüydü. Son gelişmeler bu iki sektörü de derinden etkileyebilecek.
FAİZLER
Amerika’da faizler yalnızca işverenleri değil, çalışanları da çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü, Amerika’da hane halkı borçluluğu yüksek. 2006 yılı itibariyle tüketici kredileri toplamı 2.4 trilyon dolar olmuş. İstihdam edilen başına düşen tüketici kredisi (konut hariç) ortalama 17 bin dolara yakın. 2007 yılı sonu itibariyle bu rakam Türkiye’de tahminen 2 bin 500 YTL.
Amerika’da ailelerin yüzde 68’i ev sahibi. 2007 yılı ortası itibariyle, ortalama bir ailenin aldığı konut kredisi için ödediği anapara ve faiz tutarı ayda 1.128 dolar. Bu rakam, ortalama bir ailenin aylık net gelirinin yüzde 23’ünü konut sahibi olmaya (finansmanına) harcadığını gösteriyor. Bunun içinde konutlara yapılan diğer harcamalar yok.
Amerikan ekonomisi bir bütün olarak faize duyarlı. Hizmetler sektörü ekonominin çok büyük bölümü. Şimdiye kadar faizleri yükseltir diye enflasyondan biraz korkulurdu. Bundan sonraki aşamada, Amerikan ekonomisinde enflasyon da eskiye göre çok daha önemli olmaya başlayacak. Çünkü, sabit gelirli yaşlı nüfus giderek artıyor. 2006 yılında 65 yaş üzeri nüfusun toplam nüfus içindeki payının yüzde 12’nin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. 2050 yılında bu rakamın yüzde 22’yi geçeceği tahmin ediliyor.