Altı ay sonra Amerika

11 EYLÜL saldırısının üzerinden altı ay geçti. Neye uğradığını şaşıran Amerika, kendini çok çabuk toparladı.

İç savaştan bu yana, ilk kez savaş hali dışında kendi topraklarında yabancılardan silahlı bir saldırıya maruz kalan Amerika'da milliyetçi duygular zirveye ulaştı. Militarist yaklaşımların taraftarı çoğaldı.

En fazla satılan mallar Amerikan bayrağı ya da üzeri Amerikan bayrağı olan giyim eşyaları oldu. Amerikalılar bulabildikleri her yere bayraklarını astılar. Otomobillerin radyo anteninden, bisikletlerin gidonuna kadar her yer bayraklarla donatıldı. Atı aydır eskiyen bayrakların yerine şimdi yenileri konuluyor.

Amerikalılar artık dünya haritasını eskiye göre çok daha iyi biliyorlar. Geçmişte Amerika ile çok fazla dost olmayan bütün ülkeler, ortalama bir Amerikalı için potansiyel bir tehlike haline gelmiş durumda. Başkan Bush'un tavırları da Amerika'daki bu milliyetçi ve militarist havanın biraz yumuşatılmış ve diplomatik dile çevrilmiş hali oluyor.

EKONOMİ

Zaten sendelemekte olan Amerikan ekonomisinin 11 Eylül'den sonra durgunluğa gireceğinden korkuluyordu. Korkulan olmuyor. 1990'lı yılların sonunda, gelişen internet teknolojisine paralel olarak sayıları artan internet firmaları (.com şirketleri) doğal bir elemeden geçti. Çoğu battı. Gerçekten katma değer yaratanların çoğu ise 2001 yılında yaşadıkları zorluklardan sonra tekrar çıkışa geçiyorlar.

Tüketici güveni yeniden artma eğiliminde. Perakende ticaret artıyor. Çok yüksek olmasa da, ekonomik büyümenin önümüzdeki dönemde artacağına kesin gözüyle bakılıyor. Korkulan ‘‘ikinci resesyon’’ olmayacak gibi görünüyor. Amerika, yeniden dünya ekonomilerini omuzlayıp Avrupa ve Japonya'da beklenen resesyonu hafifletecek bir rol oynamaya hazırlanıyor.

Ekonomik gelişmelerin arkasında yine aynı isim gündeme geliyor: Alan Greenspan. Amerikalılar kendilerine düşman olduklarından şüphelendikleri ülkelerle uğraşmayı Başkan Bush'a bırakmışlar. Ekonomik işlerin sorumlusu ise Greenspan. Yalnızca para politikasıyla Amerikan ekonomisinin düzgün gitmesi elbette mümkün değil. Ama, kamuoyundaki izlenim böyle. Bu izlenimi değiştirmek de siyasetçiler için kolay görünmüyor.

Ekonominin yavaşlamasıyla popülaritesi azalan Greenspan yine gündemin baş köşesine oturmuş durumda. Ekonomideki göreli iyileşmeyi herkes Greenspan'in ustalığı olarak görüyor. Başarının kredisi Greenspan'e gidiyor. Halbuki, son yılların en yüksek harcama artışını öngören Bush'un bütçesinin beklentiler üzerindeki olumlu etkisini çoğu çevreler iskonto ediyor.

BÜYÜME

Yeni ortamda, Greenspan yeni zorluklarla karşı karşıya kalacak. Ekonominin yeniden büyüme sürecine girdiği bir ortamda büyümenin enflasyonsuz gerçekleşmesinin sorumluluğu mutlaka Greenspan'in olacak. Dolayısıyla, sürekli olabilecek bir büyüme eğilimi sinyalleri alındığında, Amerika'da faizlerin yeniden artması gündeme gelebilecek.

Bütün dünyayı sarsan 11 Eylül felaketinden sonra kendini en çabuk toparlayan ülke, galiba yine Amerika olmuş. Daha milliyetçi, daha militarist olarak...
Yazarın Tüm Yazıları