Paylaş
Ama bildiğimiz bir dönüş, yani “göç” değil bu. Bahsettiğim, tam olarak kentlerin köye dönüşmesi... Kentten köye göçü durduramayınca, el birliğiyle kentleri, devasa yapılarla kaplı köylere çevirmeyi başardık. Nasıl mı?
* * *
Bakın, 22 Aralık’ta İstanbul’da kente dair taleplerin dile getirileceği bir eylem düzenleniyor. Eylem öncesinde de Twitter’da #birkentistiyorum etiketi açıldı ve insanlar taleplerini bu etiket üzerinden dile getiriyor. İstekler yalnızca İstanbul için değil. Ankara’nın da arasında bulunduğu birçok büyük kentten talepler dile getiriliyor.
* * *
Etiketi Twitter’da aratın ve yazılanlara bir bakın. Birinci önceliğimiz, çağdaş gelişmiş bir kentte zaten en temel unsurlar olan düzgün kaldırım, toplu taşıma, ezilme korkusu yaşamadan yürünebilecek yollar olmuş. Bir Avrupa ülkesinde vatandaşlar, düzgün bir kaldırım için, yollarda ezilmemek için eylem düzenler mi? Akıllarına bile gelmez.
* * *
Bakın bir Twitter kullanıcısı yazmış, “Kendimi geçtim oğlum için yaya geçitlerinin üzerinden araçların değil insanların öncelikli olarak geçebildiği normal bir kent istiyorum.” Bir başkası, “Güneşi yıldızları gölgeleyen ucubelerin olmadığı, hangi köşesinde ne var haberdar olduğum bir kent istiyorum” demiş. Bir çok kişi, “Toplu taşıma” isterken, bir kentli de, “Herkes, her yaş, her fiziksel koşulda insan için yürünebilir bir kent istiyorum” demiş.
“Vizyonu adım başına AVM inşa etmek ve köprülü kavşak yapmaktan ibaret olmayan insanlar tarafından yönetilen” ve “Kaldırımlarla yolların her yıl sökülüp yeniden yapılmadığı” kent isteyenler de var, “Bisikletimle her yere ezileceğim korkusu olmadan gidebileceğim bir kent istiyorum” diyenler de...Kimsenin aklına, Hyde Park gibi bir yer gelmemiş. Hiç kimse, gündüzleri yemyeşil, geceleri rengarenk bir Champs-Elysees gibi bir bulvar istememiş, isteyememiş, düşünememiş.
* * *
Asfalt, kaldırım ve kanalizasyon gibi asli işlerde bile, caddeleri, sokakları “Asfaltınız hayırlı olsun” pankartlarıyla donatılan bir ülkede, kimsenin aklına böyle şeyler gelmez de zaten. Yine de, tüm bu olumsuzluklara rağmen bir vatandaş ‘ufkunu zorlamış!’ ve şöyle bir şey istemiş: “İçinde insan yaşasın diye inşa edilmiş bir kent istiyorum.”
Paylaş