Enis Berberoğlu: Yeni IMF'nin hazır reçetesi yok

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Türkiye ekonomisi önümüzdeki üç yılı IMF'nin yakın takibinde geçirecek... Uygulanan ekonomik politikalara IMF yönetiminin destek ve onayı -bugün olduğu gibi- sürerse dış borç muslukları yeniden açılacak...

Yabancı kaynağın bollaşması dış borç yönetiminde işleri kolaylaştırdığı gibi büyüme ve istihdam artışına da yardım edecek...

Özetle Türkiye'nin ekonomik kaderi IMF ile işbirliğine sıkı sıkıya bağlı... Zaten IMF ile anlaşmanın hemen ardından Türk mali piyasalarına egemen olan iyimser hava, faizlerdeki hızlı düşüş hep bu anlayışın eseri...

Daha açıkçası ‘‘IMF onayı’’ iç ve dış piyasalar açısından emniyet kemeri sayılıyor. İşte o yüzden IMF'de geçen hafta tamamlanan İcra Direktörü seçiminin yakın geleceğe ilişkin verdiği önemli bazı ipuçları gözden kaçırılmamalı...

* * *

IMF'nin yeni direktörü uluslararası teamüllere uygun olarak Avrupa'dan seçildi... İngilizler'in NATO ve İtalyanlar'ın da AB yönetiminde bulunması bu önemli koltuğun Almanya'ya düşmesine yol açtı...

Ne var ki Almanya'nın ilk adayı -AB'nin tam desteğini almasına rağmen- ABD vetosu ile elendi... Aynı ülkenin ikinci adayı Horst Köhler yine ABD'nin onayı ile aynı koltuğa oturdu... Bu zor seçim süreci pazarlıkların kapalı kapılardan dışarı sızmasına yol açtı... IMF'nin yeni dönemiyle ilgili beklentileri şekillendirdi. Yabancı medya ve Ankara'nın havasına göre uluslararası mali çevreler IMF'nin geleceğini planlarken iki paralel eksende ilerliyor:

1) Son seçim IMF'de gerçek patronun ABD olduğunu bir kez daha kanıtladı.

2) ABD yönetimi IMF politikalarında zorunlu gördüğü reformları üstlenecek adaya destek verdi...

* * *

IMF'deki son seçimi ABD Kongresi'nde süren bu kuruluşun gelecekteki rolüne ilişkin tartışmalardan çok ayrı düşünmek, yorumlamak hatalı olur...

Çünkü tartışmalar IMF'nin 1990'larda yine ABD'nin zoruyla girdiği çıkmaz sokaktan kurtulması gerektiği noktasında odaklanıyor...

IMF geçen on yılı, ABD'nin dayattığı politikaları uygulayan (özelleştirme, serbest ticaret gibi) ülkelere ödül olarak kredi açmakla geçirdi.

Ne var ki önce Güneydoğu Asya ve ardından Rusya'da patlak veren krizde ipleri elinden kaçırdı... IMF'nin ‘tek tip’ reçetelerine güvenen ülke yönetimleri zora düştü, Fon'a bayrak açan Malezya haklı çıktı.

* * *

Mali açıdan milyarlarca dolarlık zarar ve itibar kaybı ABD yönetiminde IMF'nin ‘yeniden görev tanımına muhtaç olduğu’ yaklaşımını güçlendirdi...

IMF'deki gerçek ‘güçlü adam’ Stanley Fisher, yeni ilkeyi ‘tek tip reçete anlayışı gözden geçiriliyor’ diye açıkladı... ABD Hazine Bakanı Larry Summers ise IMF'nin orta ve uzun vadeli kredilerden vazgeçmesini önerdi...

Daha basite tercüme edersek, IMF'nin bir ülke ekonomisini tek tip reçete ve milyarlarca dolarlık mali yardımla yeniden inşa etme iddiası artık tarihe karışıyor gibi... Zaten Avrupa İmar ve Yatırım Bankası yönetiminde Rusya bataklarını temizlemekte uzmanlaşan yeni direktörden beklenen, kendi ifadesine göre, ‘‘Kriz yönetmek değil, kriz çıkmasını önlemekten ibaret’’.

* * *

Özetle yeni IMF yönetiminin Türkiye'ye reçete baskısında bulunması zayıf ihtimal... Tıpkı Fon'dan Türkiye'ye akacak milyarlarca dolar beklentisi gibi...

Yazarın Tüm Yazıları