Paylaş
MALİ piyasaların TBMM Başkanı seçimine bakışı oldukça gerçekçiydi.
Son tura kalan iki adayın koalisyonun büyük ve küçük ortağı partilerden çıkması ‘‘siyasi çatlak doğar mı?’’ sorusuna yol açsa da, yarışı MHP'nin kazanması bu endişeyi giderdi...
Ancak seçimin rakamsal analizi çok ilginçti. Son turda bir öncekine göre MHP lehine önemli ölçüde oy kayması gözlendi. Tahmin edileceği gibi, bu ödünç oyların kaynağı tartışmaya açıldı.
* * *
İlk ciddi iddiayı DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci gündeme getirdi. Hasan Ekinci, MHP'li Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın ANAP, DYP ve Fazilet Partili müteahhit milletvekillerini arayıp oy istediğini ileri sürdü. Dün Ekinci'ye bu iddiaya yanıt alıp almadığını sorduk:
- Bakan kabullendi gibi... ‘Görüştüm ama pazarlık yapmadım’ dedi. Bugün karayollarında, altyapıda beş-on trilyon liralık işi olan milletvekili müteahhit, Bayındırlık Bakanı tarafından arandığında eli ayağı titrer. Yani illa yeni iş sözü verilmesi gerekmiyor.
Hasan Ekinci'nin hesabı belli: Son tura kadar ANAP'lı başkan adayı lehine 10 oyluk fark vardı. Ekinci, ‘‘Biz üç kişi daha getirdik, iki de diğer partilerden geldi. Yani fark 15'e çıktı ve iş fevkalade kolaylaştı’’ diyor ve gerisini şöyle aktarıyor: ‘‘Ama ne zaman ki kuliste bizim partiden bazı arkadaşlar yanıma gelip, ‘Bayındırlık Bakanı bizi aradı' dediler. Anladım ki seçim sonucu değişebilir...’’
* * *
TBMM Başkanlık seçiminde MHP adayı için ikna edilen vekillerin tek özelliği, müteahhitlik mesleği değildi. Aranan isimlerin büyük bölümü ülkücü kökenliydi. Zaten MHP’nin kurultay öncesinde beş yeni transfer yapacağı söylentisi yaygındı. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in ‘‘Transfer sezonu açıldı’’ uyarısı rastlantı sayılmazdı.
Vekil oylarının satışa çıktığı iddiası çok vahim...
Ama inanın, transfer söylentileri de öyle...
Meselenin siyasi ahlakla ilgili bölümü bir yana, uzun vadeli sonuçlarının da dikkate alınması zorunlu.
Türkiye'nin IMF desteğiyle sürdürdüğü ekonomik programın 2001 hedefleri geçen hafta belli oldu. Yine işçiye, köylüye ve memura kemer sıkmak düşecek. Büyümeden taviz verilecek, küçük esnaf ve tüccarın cirosu azalacak.
Ülkeyi ancak orta ve uzun vadede selamete çıkaracak istikrar programına bu aşamada muhalefetin yükselmesi kaçınılmaz ve doğaldır.
Muhalefetin besleyeceği siyasi kanallardan birisi de DYP'dir. Olası bir transfer girişimi, bu açıdan halkın iradesine hakaret anlamına gelecektir.
Parlamenter muhalefeti Meclis'te boğmaya kalkmak yanlıştır. Sadece parlamento dışı oluşumlara cesaret verir, zemin hazırlar.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Ne güzel değil mi? Eskiden ahırlara koyunları kapatıp sayarlardı -gerçi şimdi de öyle-, şimdi de insanları kapatıp sayıyorlar. İnsan-koyun farkı olmalı!’’ (Hidayet Boztaş)
Paylaş