Top mermisi diplomasisi

ANKARA
TÜRK askerinin sınırın sıfır noktasındaki operasyonuna iki dış yorum peş peşe geldi:

1) ABD Dışişleri küçük çaplı sınır ötesine itirazı olmadığını açıkladı.

2) Bağdat yönetimi sınır aşan top atışları nedeniyle Ankara’ya nota verdi.

Irak, ABD işgali altında olduğuna göre bu iki tavırdan birisi samimi değil.

Acaba hangisi? Bana sorarsanız; top mermisi düştüğü yeri yakar. O yüzden top mermisi diplomasisini Washington’dan çok Bağdat anlar. Zaten yarın, öbür gün ABD çeker gider, yine biz bize kalırız.

* * *

Türk-Irak sınırını bilmeyenleriniz için anlatmanın kolay yolu var.

Beş parmağınızı havaya kaldırın... Şimdi sınır çizgisinin işaretparmağınızın ucundan geçip, ortaparmağın dibine indiğini, yüzükparmağının önünden dolaşıp serçeparmağının arkasına uzandığını hayal edin... Ve bu sınırı korumak için karakollar, seyyar birlikler konuşlandırın.

Düz ovadan geçişi önlemek için kurulan karakol karşıdaki dağdan taciz yer... Alçak kottaki (mahkum) tepedeki birlik sınırın öte yanındaki yüksek (hakim) tepeye yenik düşer.

Tabii ki işin kolayı sınırın düzeltilmesi. Irak ve Türkiye toprak alışverişi ile daha kolay savunulacak sınır çizgisi üzerinde çalışıyordu ama araya savaş girdi.

Türk askerine yapacak tek iş kaldı... Futboldaki "en iyi savunma hücumdur" taktiğiyle savaşı kendi sınırlarımız yerine Irak’ta kabul etmeye başladık. Üstelik yeni değil, belki 16-17 yıldır böyle.

ABD işgal güçleri önce bu fiili durumu yadırgadı, hatta Albay Aziz Ergen’in kitabında anlattığı tür meydan okumalar da yaşandı. Ama Türk askeri ve ağır silahları Irak’ı terk etmedi.

* * *

Açık söyleyelim Türk askerini Irak’tan çıkarmayı ABD denemez, Kürtlerin de gücü yetmez. Top mermisiyle yollanan mesajı Washington doğru anlamalı, Irak’ı PKK ile samimi mücadeleye zorlamalı.

TSK tek başına partidir

DÜN Diyarbakır ve Şırnak’ta "teröre lanet" mitingleri vardı. Biliyorsunuz Genelkurmay teröre karşı kitlesel refleks gösterilmesini istedi. Ama dün yeni bir bildiri ile Diyarbakır mitingini düzenleyen İşçi Partisi’ne mesafe koydu, "Arkamızda asker var" havasını bozdu.

Her yalanlamaya inanılmaz ama bu kez söylenen kesin doğru.

Çünkü TSK’nın ilk ve son ortağı CHP idi... Bu partiyle de yollar 1960’ta ayrıldı.

TSK son 50 yılı aşkın zamandır tek başına parti gibidir.

Hükümet veya partiler yerine doğrudan millete seslenmesi rastlantı değildir.

Lider kaybetti, kim kazandı?

KATİLİN uşak çıkmasına ancak filmlerde rastlanır. Gerçek hayatta cinayetin kime yaradığına bakılır, katilin eşkáli belli olur.

Merkez sağdaki fiyaskoda her iki lider de kaybetti.

Aslında ikisi de son ana kadar kazanmayı denedi.

İplerin koptuğu gün bile Anavatan Mehmet Ağar’ı kongreye bekledi.

Ağar’ın niyeti vardı, "Liste pazarlığı yapıyorlar" diye engellendi.

"Liste garantisi değil, seçimden sonra birleşme mesajı verin" denildi.

DP liderinin aklı yattı ama etrafı ikna olmadı. Sonuçta gelinen noktada kaybedenler belli.

Çuvalla para kazanıp karşılıksız çeklerini ödeyen de ortada.

Yani merkez sağdaki cinayet fail-i meçhul değil.
Yazarın Tüm Yazıları