Enis Berberoğlu: Tehdidin itibarı

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

ERMENİ penceresine sıkışan Türk ABD ilişkilerinde iki tarafın pozisyonlarını doğru tarif ön koşuldur:

ABD'de yasama (siyaset) Türkiye'nin kabul ve hazmedemeyeceği bir kararın eşiğine geldi, ancak yönetim (devlet) Ankara'nın haklı tepkisini paylaştığını açıkladı... Türkiye cephesinde ise oyun planı bizzat devlet zirvesinde (MGK) çizildi, uygulama siyasetçilere bırakıldı.

Tarafların bu pozisyonlarının tabi sonucu olarak; ABD'li siyasetçiler saçmalamak konusunda alabildiğine özgürdür, oysa Ankara'nın her hamlesi devlet itibarı ile yakından irtibatlıdır...

* * *

Türkiye'nin ABD'ye karşı misilleme amacıyla Bağdat'a uçak yollaması, ikinci bir sınır kapısı açması veya Büyükelçi ataması dünyanın sonu değildir, hatta belki de gecikmiş bir karardır. Türkiye'deki ABD'li şirketlere ihale tehdidi bile anlamlı sayılır...

Fakat Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı'nı tam kapasiteyle çalıştırma senaryosu tamamen farklıdır...

Bilmiyoruz bu açıklamayı yapan Enerji Bakanlığı yetkilisi bilincinde mi ama Boru Hattı'nın tamamen açılmasının gündeme getirilmesi, meselenin ikili ilişkileri aşıp, uluslar arası platforma taşınmasıdır.

Çünkü Irak'ın petrol ihracatına sınır (2 milyar dolar) Birleşmiş Milletler kararıyla konuldu. Türkiye'nin dün Reuters kanalıyla yaptığı açıklama, ambargoyu delme hazırlığı olarak algılandı.

* * *

Dünya petrol piyasası günlük siyasetin ve benzer spekülasyonların gölgesinde şekillenir. Örneğin İsrail-Arap gerginliği fiyatları 34 dolar düzeyine çekti. Benzer şekilde soğuk kış beklentisi, daha fazla tüketim habercisi anlamına geldiği için fiyatlara baskı yaptı...

Yani petrol piyasası tabir yerindeyse buluttan nem kapar.

Ne var ki, Türkiye Cumhuriyeti Enerji Bakanlığı'nın Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı'nı tam kapasiteyle çalıştırmaya hazırlandığı haberi üzerine piyasada yaprak kımıldamadı... Açıkçası Türkiye'nin restini ciddiye alan çıkmadı. İtibar testi umulan sonucu vermedi.

* * *

Umarız ki Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı kozu rastgele oynanmadı.

Çünkü yandaki kutuda da anlatmaya çalıştığımız üzere Türkiye'nin boru hattı dahil Irak zararı çok büyüktür...

Boru Hattı'nın -uluslararası sorunlara yol açmadan- yeniden faaliyete geçmesi zararı telafi umududur.

Dahası Irak petrolünün piyasaya girmesi fiyatları gerileteceği için son aylarda şeşin ithalat faturamızda indirim kapısıdır.

Irak zararının dökümü

‘‘Taşımacılıkta zararımız 144 Trilyon TL'dir. Zararımızın tamamı 1,5 katrilyon TL'dir. BOTAŞ'ın iskelesine her ay 80 gemi geliyordu. Bu sayı 35'e düştü. Bu ise 1,5 milyar dolar zarardır. Irak'a uygulanan ambargo sebebiyle 6 yıllık kaybımızın sadece hesaplanabilir net zararı şunlardır: 1) Botaş Boru Hattı taşıma gelirleri kaybı 2 milyar dolar. 2) Hava Yolu Taşımacılığı kaybı 580 milyon dolar. 3) Karayolu taşımacılığı kaybı 1 milyon 300 milyon dolar. 4) Deniz Yolu Taşımacılığı 840 milyon dolar. 5) Turizmdeki kaybımız 5 milyar 100 milyon dolar. 6) İhracattaki zarar 5 milyar 740 milyon dolar. 7) Müteahhitlik zararı 2 milyar 640 milyon dolar. 8) Bankacılık kaybı 3 milyar 870 milyon dolar. 9) Bölgesel ticaret kaybı 4 milyar 800 milyon dolar. 10) Türkiye'ye sığınanlara yapılan harcamalar 220 milyon dolar. 11) Askeri harcamalar 650 milyon dolar. 12) Üretim kayıpları 4 milyar 300 milyon dolar.’’

(Kaynak Necati Özfırat/DPT Eski Müsteşarı-18 Aralık 1996)

Yazarın Tüm Yazıları